28 Nisan 2013 Pazar

KAHVEEEEE ..BAĞDAT KURUKAHVECİDEN



http://bagdatkahve.com/images/gallery/kahve%20karpuz%20suyu.jpgKahvenin Tarihçesi

Kahvenin ilk ne zaman keşfedildiği ve bir fincan gerçek kahvenin ilk ne zaman içildiği bilinmiyor. Birçok farklı efsane var, fakat Orta Çağın başlarında kahvenin kullanıldığına dair yazılmış kaynak yada kanıt yok. Homeros ve bazı Arap efsaneleri, uyarıcı etkisi olan, gizemli, siyah ve acı bir içecekten söz eder fakat bu gerçek kahveyse bile emin olunamıyor. Kahve, büyük ihtimalle, Etiyopya'da ortaya çıktı.
En yaygın efsane, çoban Kaldi, M.S. 600-800 tarihlerinde, Doğu Afrika’da, bir gece dağın yamacında hayvanlarına bakarken hayvanlarının tuhaf davrandığını fark etti. Bunu incelediğinde, onların, çalılıkların yanındaki kırmızı meyveleri yediğine karar verdi. Bunun sonucunda onlar, uyanık kalıyordu, tüm gece, yaşlı keçiler bile etrafta hoplayıp zıplıyordu. Merakla, keçi çobanı, meyvelerden biraz topladı ve tattı. Bunların kendisini güçlendirdiğini ve daha uyanık tuttuğunu buldu. Bu esnada manastırın yakınından bir keşiş geçiyordu. Çoban, ona keçilerden bahsetti ve keşiş bu bitkiyi göstermesini istedi. Kaldi, keşişe, grimsi ağaç kabuğu ve parlak yaprakları olan, incecik dallarının üzerinde, yapraklarının alt kısmında, küçük beyaz çiçek demetleriyle karışmış, bazıları yeşil, daha olgun olanları sarı renkte ve diğerleri kiraz renginde ve büyüklüğü, şekli ile tam olgunluğa erişmiş meyve salkımları bulunan, ufak, güzel bir çalı gösterdi.
Bu meyvelerin etkisini denemek isteyen keşiş, onlardan bir miktarını toz halinde ezdi ve içecek yapmak için kaynamış suyu üzerine döktü. Bu ilk fincan kahve oldu ancak bu çok uzun sürmedi, her nasılsa, kahve ilk defa kavruldu. İçeceğin etkisi onu tamamen uyanık yaptı ancak onun zihinsel yeteneklerini etkilemedi, keşiş, bu yeni keşfinin ona ve keşiş dostlarına, uzun saatler süren duaları sırasında uyanık kalmalarına yardım edebileceğini düşündü ve bunu manastırına götürdü. Kahve daha sonra manastırdan manastıra yayıldı ve böylelikle daha istenilir hale geldi ve cennetten melekler tarafından inananlara getirilen tanrısal bir hediye sayıldı.
Bu efsane muhtemelen Avrupa kaynaklıdır, çünkü Arap kahve geleneğinde ya da efsanelerinde benzer bir hikaye yoktur.
Diğer bir ünlü Arap efsanesine göre, 1258'lerde Şeyh Ömer'in, Moha limanı şehrine girmesi yasaktı. Gezileri sırasında, bazı meyveler topladılar ve suda kaynattılar. Hazırladıkları içki birdenbire onlara güç verdi ve sihirli meyvelerin hikâyesi Moha limanındaki cüzzamlı koloniye yayıldı. Kahve cüzzamlıları iyileştirdi ve Şeyh Ömer Moha limanına kahraman olarak döndü.

Araplar

http://bagdatkahve.com/images/gallery/slider-image-one.jpgKahvenin nerede ve kimin tarafından keşfedildiği hala bilinmiyor, kahve bitkileri Afrika'da ortaya çıktı, Yemen, Arabistan ve Mısır'a yayıldı, muazzam şekilde gelişti ve popüler günlük hayata girdi. Yabani kahve, bugün halen Etiyopya'da bulunmaktadır. Yemen'in büyük limanı, adı kahve ile eş anlamlı olan Moha (şimdi Al Mukha), kahve ticaretinin merkezi haline geldi. Kahve, 15. yüzyıldan hatta muhtemelen bundan çok daha önceden beri, Yemen'de Yetiştirilmektedir.
Başta, Yemen'in otoriteleri, kahve içilmesini desteklediler, bunun, tomurcukları ve yaprakları uyarıcı olarak çiğnenen ve aşırı yan etkisi olan Kat'a nazaran daha iyi olduğu düşünüldü. İlk kahvehane, Mekke'de açıldı, bunlara 'kaveh kanes' deniliyordu. Bunlar, hızla Arap dünyasına yayıldı ve satranç oynanan, dedikodu paylaşılan, şarkı söylenip dans edilen ve müzik yapılan, başarılı yerler haline geldi. Konforlu dekore edildiler ve her biri kendine özgü karaktere sahipti. Kahvehaneye benzer hiçbir şey daha önce var olmadı: toplum ve ticaretin, rahat ortamda yönetilebildiği ve kahve fiyatları ile herkesin gidebildiği bir yerdi. Arap kahvehaneleri, daha sonra, politik aktivitelerin merkezi haline geldiğinden yasaklandı (ilk olarak 1511'de Mekke'de). Kahve ve kahvehaneler, birkaç on yıl içinde birçok kez yasaklandı fakat yeniden ortaya çıktılar. Sonunda, kahvehanelere ve kahveye vergi koyularak, çözüm bulundu.
Araplar kahvelerini, bütün meyveyi, uzun süre, suda kaynatarak hazırladılar. Sonucunda oluşan içeceğe, meyvenin tatlı dış tabakasının ismi olan ‘qishr' denildi. Kahve çekirdekleri, muhtemelen, ilk olarak 16. yüzyılın başında, Türkiye'de kavruldu. 16. yüzyıl boyunca, kahve içecekleri bulunuyordu, İtalyan botanikçi Prosper Alpinus tarafından,1592'deki Mısır gezisinde, kaydedildi.
16. yüzyılın sonunda, siyah kahve, tüm Arap dünyasına yayıldı ve en popüler içecek oldu.

  http://bagdatkahve.com/images/gallery/caramel%20latte%202.jpg

Avrupa'da Kahve

Kahve çekirdeğinin ilk tanımı, 1574' de ünlü Hollandalı botanikçi Carolus Clusius (aynı zamanda laleyi Avrupa'ya götürdü) tarafından yazıldı. Clusius, kahve çekirdeklerinin Mısır'da İskenderiye'den geldiğini bilen bazı İtalyan meslektaşlarından çekirdekler hakkında bilgi aldı. Avrupa'daki ilk kahvehane, 1683'de Viyana'da açıldı, en ünlüsü olan Caffe Florian, Piazza San Marco'da 1720'de açıldı. Burası günümüzde halen açık…

Amerika'da Kahve

Kahve, 17.yüzyılda İngilizler tarafından Kuzey Amerikalı sömürgelerine bir içecek olarak tanıtıldı. İlk kaynağa göre Kuzey Amerika'da 1668'den beri kahve içilmekte ve 1680'ler ve 90'larda, New York, Philadelphia, Boston ve diğer şehirlerde kahvehaneler açıldı. 1773'deki “Boston Tea Party ”, ‘Green Dragon' adında bir kahvehanede düzenlendi. Aynı zamanda, günümüzün finans alanı Wall Street olarak bilinen, New York Menkul Değerler Borsası ve New York Bankası kahvehanelerde başladı.

Günümüzde

Günümüzde kahve, 20 milyondan fazla kişiyi istihdam eden çok geniş çaplı bir endüstridir. Bu, dünya çapında dolarla ticareti yapılan petrolden sonraki ikinci üründür. Kahve, her yıl 400 milyar kupanın üzerinde tüketilen dünyanın en popüler içeceğidir.

Türkiye'de Kahve


1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı. Zamanla tüm şehre yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurdu.
Saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlandı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu. Kısa sürede, gerek İstanbul'a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa'yı oradan da tüm dünyayı sardı.
Dünyanın en eski kahve pişirme yöntemidir.
Köpük, kahve ve telveden oluşur.
Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür.
Birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpüğü sayesinde, uzun süre sıcak kalabilir.
İnce kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur ve böylece daha uzun süren bir kahve keyfi sunar.
Yoğun köpüksü kıvamı ile ağızdaki lezzet tomurcuklarını aşırı uyararak hafızada yer eder..
Diger kahve türlerine göre, daha kıvamlı, yumusak ve aromatiktir.
Kendine özgü enfes kokusu ve özel köpügu ile diger kahvelerden kolaylikla ayirt edilebilir.
Kahve tutkunlari tarafindan, kaynatilarak içilebilen tek kahve olarak kabul edilir.
Kahve Fali ile gelecegi anlatmak için kullanilan tek kahve türüdür.
Essizdir çünkü kahvesi fincanin içindedir ancak telve olarak dibe çöktügünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz.
Hazirlanirken seker ilave edildiginden diger kahvelerde oldugu gibi sonradan tatlandirmaya gerek yoktur.
Sagliklidir çünkü fincanin dibinde biriken telvesi içilmez.
Siklikla içildigi halde, miktar olarak fazla olmadigindan siskinlik yapmaz.
Diger kahve türlerine göre, bir içimde daha az kafein içerir.
Pisirilirken, sekeri tercihe göre ilave edildiginden içime hazir halde sunulan tek kahve türüdür.
Kahveden önce su içilerek, agizda bulunan önceki tatlardan arindirilarak kahve tadinin eşsiz bir sekilde tadılması saglanir.
Türk toplum hayatina da etki eden kahve, dostlugun simgesi haline gelmis ve "kız isteme" merasimlerinin bir subjesi olmustur.

Yemen'de Kahve

Dünyanın en eski ekilmiş kahvesidir, ayırt edici özellik olarak zengin şarapsı asitliğiyle diğerlerinden farklıdır.

Kahve Hakkında

Türk kahvesine en uygun çeşit Brezilya Rio Minas bölgesi kahvesidir.Türk kahvesi için minumum % 80 Rio Minas çekirdek olmalı.

Arabica Çekirdek :

Robustaya kıyasla Arabica çekirdekleri daha büyüktür, daha az kafein içerir, daha güzel tat verir. Arabica kahvelerin birçoğu daha pahalı olan ıslak işlemden geçirilir. Robusta’nın Arabica kadar iyi bir tadı ve aroması yoktur.

Robusta :

Robusta ’nın  fiyatı Arabica’ya göre daha düşüktür. Robusta genelde instant (çözünebilir  yani Nescafe ) kahvelerde ve karışımlarda kullanılır. Robusta kahvelerin tamamı kuru işlemden geçirilir. Arabicaya göre verimi biraz daha yüksektir.

Maragogype  :

Maragogype adını Brezilya’nın Bahia eyaletindeki Maragogype bölgesinden alır. Dünyanın en büyük çekirdekleri bu türe aittir. Hem görünüşleri hem de çok özel tadından dolayı aranan bir kahvedir.

Islak İşlem :

Genellikle daha kaliteli ve pahalı kahveler için uygulanır.
Yüksek bölgelerde yetişen kahveler daha değerlidir.

Kavurma :

Kahve çekirdeklerinin çuvaldan çuvala değişiklik göstermesi bu işin büyük zorluklarındandır. Bu sebeple kavurmada standart bir süre ve sıcaklık belirlenemez. Riski minimuma indirmek için fabrikalarda daima önce küçük bir numune kavrulur ve buna göre işleme başlanır.
Temelde ısıl işlem ve kimyasal tepkimeler zinciri olan kavurma neticesinde ortaya çıkan en önemli sonuç aromadır.                   
Çekirdekte bulunan çeşitli yağ, şeker, protein, nişasta, vitamin ve kafein gibi maddeler şekil değiştirir, bazıları artar bazıları tamamen yok olur. Tüm bu aşamalar kavurmanın süresi ve derecesine göre değişiklikler gösterir. Kahvenin tat ve aromasının korunması açısından kavurma süresi kesinlikle gereğinden fazla uzatılmamalıdır, aksi taktirde bazı önemli maddeler yanıp tamamen yok olacaktır.
Kavurma işleminde birkaç değişim birden izlenmektedir. Öncelikle çekirdek karbonhidratlarının kırılmasından dolayı karbondioksit çıkar ve bu çekirdeklerin genişlemesine neden olur. Yani kavruk çekirdek yeşil çekirdekten daha büyüktür. Aynı zamanda çekirdek içindeki su buharlaşır, nem oranı azalır ve bu şekilde kavruldukça çekirdeklerin ağırlığı azalır. Tabii ki en önemli değişiklik çekirdek renginin değişmesidir.
Ticari olarak hafif kavurma (yani kısa süreli ve düşük sıcaklıkta) pek tercih edilmez çünkü bu şekilde yapılan kavurmalarda kahvedeki istenmeyen aromalar dışarı çıkar. Daha koyu kavurmada bu tür hatalar kavurmanın derecesine bağlı olarak tamamen ortadan kalkabilir. Temel kurallardan bir başkası da kahvenin çok koyu kavrulmamasıdır. Kavurma derecesi yükseldikçe tüm kahveler iyi olsun kötü olsun hemen hemen aynı tadı verecektir. Bu sebeple özellikle iyi kalite Arabica çekirdekler kesinlikle koyu kavrulmamalıdır. Kavurma ne kadar koyu yapılırsa o nispette tat acılaşır ve kahvede en çok aranılan asitlik düzeyi düşer.
Çekirdekler makinaya verilmeden önce gövde kavurma sıcaklığına kadar ısıtılmalıdır.Kahve kavrulurken makina durursa yangın dahi çıkabilir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi belli bazı kuralları olmasına karşın kavurma tamamen ananevi ve manuel yapılan bir işlemdir. Kavurma çekirdeklere ve arzu edilen kavurma derecesine bağlı olarak 200-240oC sıcaklıkta ve 8-20 dakika süresince yapılır. Kavurma makinalarının üzerinde numune almaya yarar küçük bir alet bulunur. Operatör zaman zaman buradan numune alarak kavurma süresini belirler.
Aynı kahve değişik kavurma derecelerinde değişik sonuçlar ve tatlar verecektir. Bir kahveyi düşük sıcaklıkta uzun süre kavurmak ile yüksek sıcaklıkta kısa süre kavurmak aynı rengi verebilir fakat tat tamamen farklı olacaktır.

Az Kavurma

Az veya hafif kavurma sadece çok kaliteli ve değerli kahveler için kullanılır. Bu tür kavurmaya renginden dolayı “cinnamon roast” da denilmektedir. Başka kaynaklarda rastlayabileceğiniz “half city” aynı manada kullanılmaktadır. 
Açık tarçın renk, fındığımsı tad, yüksek asidite.

Orta Kavurma

Bu tür kavurmada çekirdekler tam koyu kahve rengini almıştır, fakat çekirdek yüzeyinde yağ birikimi yoktur. “American roast”, “city” aynı manada kullanılır.
Kestane rengi, az yağ, çikolata-karamel tadında, kahve lezzeti dorukta.

Koyu Kavurma

Renk biraz daha koyudur ve çekirdekler üzerinde hafif yağ görünür. “Full city”, “light French”, “viennese” aynı anlama gelir.
Koyu kahverengi, yüzeyde bol miktarda yağ, sert aromalar baskın

Çok Koyu Kavurma

Bitter çikolata rengindedir, yüzey yağlıdır. “Çifte kavrulmuş”, “French roast” da denir.
Önceki bölümlerde de belirttiğimiz gibi koyu kavurma özellikle ucuz kahvelerdeki hataları kapatmak için kullanılır, fakat diğer taraftan espresso kahvelerin gittikçe artan popülaritesiyle beraber birçok kahve türü eskiye nazaran daha koyu kavrulmaktadır.
Siyah ve çok yağlı, isli, acı lezzet.
Güzel Bir Aroma İçin : Genelde Arabica kahvelerin tat ve aromaları kuvvetlidir fakat yoğunlukları düşüktür. Robusta kahve ise tam tersine tok bir içim sağlamasına karşın tat açısından bu kadar şanslı değildir. Dolayısıyla iyi dengelenmiş bir kahve için ideal bir arabica ve robusta karışımı hazırlanmalıdır.
Güzel tat ve aromasını kaybetmemesi için kaliteli arabicalar az kavrulmuş olmalıdır.
Buradan yola çıkarak %50si koyu kavrulmuş bir robusta ile %50 az kavrulmuş arabica deneyebilirsiniz.
Unutmayınız ki robusta genelde yoğunluk, tokluk verir.
Brezilya ve Orta Amerika arabicaları dengeli ve yumuşak kahvelerdir.
Kenya, Etiyopya, gibi Afrika arabicaları zengin aromalıdır.  Kolombiya ve yüksekte yetişen Orta Amerika kahveleri yine aranan, değerli aromalara sahip kahvelerdir.
Güzel Bir Aroma İçin : Genelde Arabica kahvelerin tat ve aromaları kuvvetlidir fakat yoğunlukları düşüktür. Robusta kahve ise tam tersine tok bir içim sağlamasına karşın tat açısından bu kadar şanslı değildir. Dolayısıyla iyi dengelenmiş bir kahve için ideal bir arabica ve robusta karışımı hazırlanmalıdır.
Güzel tat ve aromasını kaybetmemesi için kaliteli arabicalar az kavrulmuş olmalıdır.
 Buradan yola çıkarak %50si koyu kavrulmuş bir robusta ile %50 az kavrulmuş arabica deneyebilirsiniz.
Unutmayınız ki robusta genelde yoğunluk, tokluk verir.
Brezilya ve Orta Amerika arabicaları dengeli ve yumuşak kahvelerdir.
Kenya, Etiyopya, gibi Afrika arabicaları zengin aromalıdır.
 Kolombiya ve yüksekte yetişen Orta Amerika kahveleri yine aranan, değerli aromalara sahip kahvelerdir.


Klasik Kombinasyonlar

Yemen veya Etiyopya Mokası ile Hindistan robustası Mysore karışımıdır. Aynı zamanda Moka-Jawa da çok rastlanan bir karışımdır.

Öğütme :

Kahve kavrulduktan minumum 24 saat sonra yapılmalıdır.
Dünyada bilinen en ince öğütme şekli Türk Kahvesi için kullandığımız taş değirmen ile un halinde öğütmedir.

Türk Kahvesi :

Rio Minas çekirdekler kullanılır.En ince çekilir.

Espresso :

Kavrulmuş çekirdeklerimizi yukarıda anlatılandan biraz daha kalın çekersek Espresso kahve elde ederiz. Espressonun özelliği içinden belli bir basınçta buhar geçirilerek yapılmasıdır.Rio Minas çekirdek kullanılmaz.İnce çekilir.

Filtre Kahve :

Espressodan daha kalın öğütürsek içinden sıcak su geçirilerek yapılan Filtre Kahve elde ederiz. Rio Minas çekirdek kullanılmaz.Filtre kahve ve Vakum kahve için orta çekilir.

Medium Grind  :

Filtrenin çok az daha kalını dünya literatüründe Medium Grind (orta) olarak adlandırılır ve daha çok French Press türü ekipmanlarda kahve yapmakta kullanılır. Rio Minas çekirdek kullanılmaz , kalın olarak çekilir.

Aroma

Kahve çekirdeğinde birçoğu suda çözünebilen yüzlerce değişik madde bulunur. İdeal şartlarda bu maddelerin en fazla %20’sinin suya geçmesi beklenir, bundan daha fazlası tat ve aromayı olumsuz etkileyecektir.
Aromayı doğrudan etkileyecek bir diğer konu da kullanılan kahve ve su miktarıdır. Kahve uzmanları en ideal oranın %98.5 su ve %1.5 kahve olması gerektiğini belirtmektedirler.
Tadı ön plana çıkarabilecek bir ipucu kahvenin içine çok az miktarda tuz atmaktır. Özellikle kullandığınız su yumuşak ise bu çok işinize yarayabilir.

Değirmenler :

Disk tipi ( Bıçaklı ) elektrikli değirmenler homojen öğütme ve sürat açısından piyasada bulabileceğiniz en iyi değirmenlerdir. Mükemmel bir şekilde espresso, filtre ve French Press tipi çekebileceğiniz bu makinalardan Türk kahvesi kadar ince bir öğütme beklemeyiniz.

Kahvenin Saklanması :

Taze kahve, ağacından yeni toplanmış kahve demek değildir. Yeni çekilmiş kahve demek de değildir. Taze kahve yeni kavrulmuş kahve demektir. Yeni kavrulmuş kahvede tat ve kokular en üst düzeydedir. Kahvenin tazeliğini koruması için hava ve ışık almayan kaplarda serin bir ortamda saklanması gerekir. Buna rağmen oda sıcaklığında saklanan kahve 1-2 haftada bayatlar. Bu yüzden kahve alırken bir haftada tüketeceğinizden fazlasını almayın. Haftalık ihtiyacınızdan fazla kahveniz varsa bunu hava geçirmeyen küçük torbalarda buzlukta bir kaç ay saklayabilirsiniz. Ancak kahveyi buzluktan çıkardıktan sonra kullanmadığınız kısmını tekrar buzluğa koymayın. Yine hava-ışık almayan bir kapta oda sıcaklığında saklayın. Kahveyi evde çekme imkanınız varsa çekirdek olarak saklamak ömrünü uzatır.


Kahve Çeşitleri

Caffe Latte:

İtalyada içilen Espresso ve üzerine konmuş sıcak buharlanmış süt . Kahvaltıda içilir.

Caff‚ Americano:

Espressonun üzerine sıcak su ekleyerek espresso tadının homojen dağılmasını sağlamak.

Caffeine:

Arabica’da %1.1, Robusta’da ise %2.2 bulunan ve insanın keyfini etkileyen madde. Psikoaktif ilaç. Çayda da bulunur.

Cinnamon Roast (tarçın fırınlama):

En kısa süreli fırınlama, açık kahverengi çekirdekler oluşur ve üzerlerinde yağ yoktur. Asidi fazladır ancak ucuza mal olur ve fırınlama sırasında ağırlık kaybı azdır. Genellikle karışımlarda kullanılır.

Espresso:

KesinlikleKuru ve Islak  yöntemle işlenmiş çekirdekler harmanlanarak tercih edilmelidir Su haznesine taze ve oda sıcaklığında içme suyu konur. Makina açılarak özellikle metal kahve haznesinin iyice ısınması beklenir (el yakacak kadar). Beklemeye tahammül olmayan durumlarda metal kahve haznesi kaynar suyla yıkanarak yada kahve koymadan boşa bir kaç kez çalıştırılıp içinden sıcak su geçirilerek de ısıtılabilir. Bu arada espresso fincanları da bol kaynar suyla yıkanarak hatta fincanların içinde kaynar su biraz bekletilerek iyice ısıtılır. Daha sonra bir yemek kaşığı (7 gr.) kadar kahve espresso makinasının metal haznesine doldurulur ve birazcık sıkıştırılırak makinaya takılır. Basınç kahvenin kalitesi için çok önemli. Söylediğim gibi 10 atmosfer ideal. Öte yandan fincanınızın önceden ısıtılmış olması şart (o yüzden makine üzerinde tutuluyorlar). Makinanın düğmesine basılarak pompa çalıştırılır ve basınclı sıcak su (95 - 97 derece) kahve haznesinden geçerek fincana dolmaya başlar. Kahve yeteri kadar ince çekilmemişse su çok bol akar ve kahvenin tadını rengini alamaz. Çok ince çekilmişse su akamaz veya çok yavaş akar bu durumda da çok koyu ve acı bir kahve olur. Bu sebeplerden dolayı espresso makinanıza en uygun incelikte çekilmiş kahve kullanmak çok önemlidir. Kahve haznesinden fincana akan kahvenin rengi ve akışı izlenmelidir. Başlangıçta koyu ve kalın köpüklü kahve bir müddet sonra beyaza yakın sütlü kahve rengine döndüğü anda makina kapanmalıdır. Bu süre yaklaşık 25 saniye kadardır. İyi bir espresso için bir Türk kahvesi fincanının 3/4 ü kadar doldurmak uygun olur. Bunu az buluyorsanız, kahve haznesini boşaltıtıktan sonar tekrar kahveyele doldurup (daha büyük bir fincana) iki kez espresso çekebilirsiniz ki biz buna "Double" diyoruz.
Bir bardak iyi espresso için 50 tane kahve çekirdeği gerekiyor. Bunların da mutlaka arabica cinsi çekirdekler olması lazım. Bu 50 adet çekirdek kahve kavrulup öğütülünce 6.5 gram toz kahve elde ediliyor. Yani her espresso bardağında 6.5 gr. kahve kullanılması gerekiyor. Bu kahveden ise geçirmeniz gereken su miktarı üç çorba kaşığı. Daha fazla sıvı koyarsanız, çekirdeklerin içindeki odunsu tatlar ve diğer nahoş lezzetler suya geçiyor ve kahvenin tadı bozuluyor. Espresso'nun küçük kaplarda ve çok az miktarda içilmesinin nedeni bu; İtalyanların cimriliği değil. Duble içecekseniz iki misli su değil, iki ayrı 6.5 gr.'lık kahve kullanmanız gerekli. Seyreltik içecekseniz de makineden aynı bardağa daha fazla su geçirmeyip, fincanı kaynar suyla tamamlamalısınız. Zira fincanın yarısından sonra tat bozuluyor.

Double:

İki tek espresso bir fincanda servis edilir.

Cappuccino:

Buharla kabartılmış süt, tek yeya double espresso ile karıştırılır. Üzerine kalın süt köpüğü yerleştirilir. Tarçın veya çikolata rendesi ile süslenir.

Lungo:

Fincanın 2/3 ü değilde tamamı dolana kadar beklenerek yapılan Espresso. Tadı acı olur.

Espresso Macchiato:

Espressonun üzerinde bir kat süt köpüğü olması.

Espresso Risretto:

Basınçlı suyu daha kısa süre açık tutup, az miktarda ama koyu bir espresso elde etmek. Espresso yaparken su yarısı kadar kullanılır. Yani fincanın yarısına gelmeden makinadan alınır. Çok kuvvetli, konsantre ve nefis bir espresso ortaya çıkar.

Espresso Con Panna:

Espressonun üzerine krema konması.

Fırınlama (Roasting):

Kahve çekirdeklerinin özel fırınlarda kavrulması. Kavurma derecesine bağlı olarak kahve çekirdeğinin rengi koyukahverengiye döner. Kavurulan kahvede eriyebilen yağ ve proteinler yüzeye çıkar, asitler başka asitlere dönüşür ve şekerler karamelize olur.

French roast (Fransız fırınlama):

Bitter çikolata rengindedir ve çekirdeğin üzeri tama yakın yağ ile kaplıdır. Espresso fırınlama da denir. En fazla fırınlanmış kahvedir.

French Press:

Kesinlikle Kuru ve Islak yöntemle işlenmiş çekirdekler harmanlanarak tercih edilmelidir Suyun temas süresi 2-3 dakikadan az, 5-6 dakikadan daha uzun olmamalıdır. French Press, bir kahve pişirme yöntemidir. Ülkemizde son yıllarda tanınmaya başlanmıştır. Nerdeyse hazır kahve kadar kolay yapıldığı için de hızla benimsenmeye başlamıştır. Kahvenizi french press pişirmek için, kalın çekilmiş kahve ve French Press kahve makinasına ihtiyacınız olacaktır. Makina dediysem böyle fişli, elektrikli falan değil. Resimde görüldüğü gibi gayet basit bir makina. Büyücek bir bardak şeklinde bir sürahi ve ortasından geçen pistona bağlanmış yukarı aşağı hareket edebilen çelik bir filtreden oluşuyor.

Full-city roast:

Orta derecede fırınlanmış kahve çekirdeği. Yaygın olarak kullanılan bir fırınlama ise de, giderek daha koyu çekirdekler rağbet görmektedir. Çekirdeklerin üzerinde yağ yoktur.

Irish Coffee:

Isıtılmış bir şarap bardağına 2 ölçü viski ve 1 çaykaşığı koyulur. Üzerine taze yapılmış sıcak kahve eklenir ve karıştırılır. Karışınca üzerine 1 ölçü kalın krema yavaşça akıtılır ve karıştırmadan sunulur.

Italian roast (İtalyan fırınlama):

Çekirdeklerin üzeri yarıdan fazla yağla kaplıdır. İyice koyulaşmıştır. Sütlü çikolata rengi vardır.

Karamelizasyon:

Kahve çekirdeğinde bulunan ve kıvamı ve tadı etkileyen karbonhidratların fırınlanma işlemi sırasındaki değişimi. Kahve çekirdeği koyulaştıkça, karamelizasyon artar ancak aşırı fırınlanırsa, yanık kokar.

Latte Machiatto:

Buharlanmış sütün içerisine biraz espresso koymak.

Moka:

Yemen kahvesi, Adını Yemen’deki Muka şehrinden alır. 17. yy’a kadar dünya kahve gereksiniminin hemen hepsini karşılardı.

Rio-Y:

Rio de Janeiro kaynaklı kahvelerde bulunan iyotlu, ilacımsı bir tat. Avrupa ve Amerika’da tercih edilmese de, Türkiye’de en çok tercih edilen kahvedir.

Vienna Roast:

Orta derecenin üzerinde fırınlanmış çekirdeklerdir. Üzerlerinde yağ belirmeye başlar. Tercih edilen bir fırınlama şeklidir.

Soğuk Kahveler :

Aynı zamanda Soğuk Su Prosesi denilen bir işlem daha vardır. Kalın çekilmiş kahve içine soğuk su konur, kapalı kapta bir gece bekletildikten sonra alt tapa açılarak soğuk kahve alt kaba alınır. Elde edilen bu sıvı aslında bir kahve konsantresidir. Bu konsantreyi buzdolabınızda haftalarca saklayabilir, kahve yapmak istediğinizde bundan bir miktar fincan içine alır ve üzerine sıcak su ilave edersiniz. Bu konsantre ile aynı zamanda aromalı, buzlu, baharatlı yüzlerce değişik kahve yaratabilirsiniz.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder