7 Aralık Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Şifalı Bitkiler Uzmanı Doç
Dr. Nazım Şekeroğlu, sağlıklı yaşam için bitkilere olan talebin
artmasıyla birlikte, baharatlar, yabani sebzeler ve bitkisel içeceklere
olan talebin hızla artış gösterdiğini söyledi.
Şifalı Bitkiler Uzmanı Doç Dr. Nazım Şekeroğlu,
Menengiç Kahvesi (Kilis-Gaziantep),
Çörekotu Kahvesi (Antalya),
Kenger Kahvesi (Silifke-Mersin),
Keçiboynuzu Kahvesi (Mersin-Hatay) ve
Hurma kahvesi gibi bitkisel kahvelerinin unutulmaya
yüz tutuğunu belirterek, "Ülkemizin farklı yörelerinde yüzyıllardır
geleneksel yöntemlerle yapılan ve sadece belli bölgelerde tüketilen
yöresel kahveler gıda sektöründeki girişimciler tarafından son
zamanlarda yeniden gün yüzüne çıkarılamaya başlamıştır.
Ülkemizin farklı yörelerinde o yörenin
doğal kaynaklarının kullanılmasıyla üretilen bu kahvelerin üretimi ve
pazarlanması; kültürel zenginliklerin korunması, yöresel kaynakların
verimli kullanımı ve istihdam imkanlarının artırılması açısından büyük
öneme sahiptir. Bitkisel ürünlere olan talebin artması ve 'Yöresel
Kahvelerimizin' yurtdışı pazarlara sunulmasıyla uluslararası ölçekte
ülkemizin tanıtımı sağlanmış olacaktır.
Kahve terimi, "Sıcak iklimlerde yetişen, kök
boyasıgillerden bir ağaç olan (Coffe arabica)'nın meyve çekirdeğinin
kavrulduktan sonra öğütülüp, kahve tozundan hazırlanan bir içecek" (TDK)
olarak tanımlansa da, "Türk Kahvesi" şeklinde
hazırlanan diğer bitkisel içecekler de gerek dünyanın farklı
bölgelerinde gerekse ülkemizde kahve olarak bilinmektedir.
'Kahve' terimi her ne kadar kahve
çekirdeğinin farklı şekillerde işlenmesiyle elde edilen ürünleri içerse
de; ülkemizde halen kahve adıyla, kahve çekirdeğinden değil de diğer
bitkilerden üretilip satılan birçok bitkisel kahve, ilgili kurumlardan
alınan resmi gıda üretim izinleri altında üretilmekte ve
pazarlanmaktadır" dedi.
Son günlerde basında yer alan haberlere göre, kahve çekirdeği dışında
diğer bitkilerden üretilen bazı kahvelerin etiketlenmesinde "Türk Gıda
Kodeksi Kahve ve Kahve Ekstraktları Tebliği"ne uygun olmadığı
gerekçesiyle "Kahve" teriminin kaldırılması istendiği görüldüğünü
vurgulayan Şekeroğlu, "Zaten halihazırda bu tip ürünlerin neredeyse
tamamı firmaların Tarım İl Müdürlüklerinden almış oldukları 'Gıda Üretim
İzinleri' ile üretilmekte ve etiketlerinde 'Türk Gıda Kodeksi Kahve ve
Kahve Ekstraktları Tebliği'ne uygundur ibaresi yer almamaktadır.
Bu ibarenin ürün etiketinde yer alması
durumunda, talebin haklı olduğu savunulmaz bir gerçektir. Ancak, ilgili
kurumun diğer tebliğleri incelendiğinde, örneğin; çay konusunda "Türk
Gıda Kodeksi Siyah Çay Tebliği" şeklinde bir ayrımın olduğu göze
çarpmaktadır. Bu kapsamda, halen piyasada birçok 'Bitkisel Çay', 'Çay'
adı altına üretilip satılmaktadır. Sonuç olarak, kahve şeklinde
tüketilen bu ürünler, her ne kadar kahve çekirdeğinden üretilmeseler de,
bu
Kahveler, 'Çörekotu Tozu, Menengiç Macunu, Kenger Ezmesi' gibi isimler
altında hak ettikleri yeri bulmayacaklardır. Ülkemizde üretimleri
giderek artan bitkisel ürünlerin üretimi-etiketlenmesi-pazarlanması
konusunda İlgili kurumlarca, yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması
gerekmektedir. Gıda olarak kullanılan; bitkisel çaylar, kahveler,
macunlar, karışımlar için yeni tebliğler yayınlanması, örneğin;
'Bitkisel Çaylar Tebliği' - 'Bitkisel Kahveler Tebliği' kaçınılmaz bir
zorunluluk haline gelmektedir.
Avrupa Birliği'nin kültürel değerler ve yöresel ürünlere sahip çıktığı
günümüzde, kendi öz değerlerimize sahip çıkarak bunları dünyaya
tanıtmaya çalışmamız, çalışanlara da destek olmamızın gerekliliği
tartışılmaz bir sorumluluktur. Kahve terimi Türk Dil Kurumu Türkçe
Sözlüğü'nde; Sıcak iklimlerde yetişen, kök boyasıgillerden bir ağaç
(Coffe arabica); bu ağacın meyve çekirdeği; bu çekirdeklerin kavrulup
dövülmesiyle, çekilmesiyle elde edilen toz; bu tozla hazırlanan içecek;
kafe ve kahvehane" olarak açıklanmaktadır.
Bugün dünyanın özellikle tropikal
iklimlerinde yetişme ortamı bulan kahve bitkilerinden elde edilen kahve
çekirdeği üretimi iklim ve çevre koşullarına göre yıllar itibariyle
değişim göstermekte olup, bu da dünya kahve piyasasında kahve
fiyatlarının çeşitli dönemlerde yükselmesine yol açmaktadır. Özellikle
savaş yıllarında ve politik çekişmelerin olduğu dönemlerde kahve
bulamayan insanlar farklı bitkileri kahve şeklinde işleyerek
kullanmışlardır. Böylelikle, bölgelere göre değişmekle birlikte,
kahverengine kadar kavrulan bitki kısımları öğütülüp sıcak olarak
tüketilmiştir. 1895'lerde savaş nedeniyle kahve sıkıntısının yaşandığı
Avrupa'da birçok bitkiden kavurma ve kaynatma şeklinde bitkisel
kahvelerin yaygınlaştığı görülmüştür. O dönemlerde, badem, meşe
palamudu, pancar kökü, havuç, mısır, bezelye daha birçok bitki kahve
şeklinde kullanılmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder