25 Nisan 2013 Perşembe

İZMİRİN DAMLA SAKIZI REÇELLİ KAHVESİ

6. Damla sakızı reçelli su ve çikolata (Yunan usulü)

Bunu ilk kez İzmir Kordon'da açılan 'Sakız Adası' kafesinde görmüş idim. Sonrasında Alaçatı'dan almış olduğum sakız reçeli ile ben de çok kez denedim, oldukça lezzetli... Yapmanız gereken bir çay kaşığı reçeli bir bardak su içerisinde ikram etmek;)
 

 Damla Sakızlı Kahve Özellikle Türk kahvesi sevenlerin en çok tercih ettiği çeşittir.Bunun neden damla sakızının araması kahve ile çok iyi uyum sağlamasıdır.

Artık bir çok kahve üzerine uzmanlaşmış kafe,satış noktalarında en çok satılan ürün haline gelmiştir.

Damla sakızının yararları saymakla bitmiyor, işte bu nedenle sadece Ege topraklarına bahşedilen bu mucizeye olan talep de her geçen gün artıyor. Ancak artan talep yalnızca damla sakızının kendisiyle sınırlı değil. 4 sene önce kahve tiryakileriyle tanışan damla sakızlı Türk kahvesi de halk arasında rağbet görüyor. Üstelik sadece ülkemizden değil dünyanın her yerinden alıcı buluyor. Tabii bu talebe paralel olarak ürün gamlarında sakızlı Türk kahvesine yer veren kahve ve market zincirlerinde de bir artış söz konusu.

Sakızın ana vatanı Yunanistan'ın Sakız Adası'nın Güney'i. Zaten damla sakızlı Türk kahvelerini piyasaya sunan firmalar da sakızı buradan ithal ediyorlar. Ancak 1920'lere kadar sakız ağaçlarıyla ünlü Çeşme Yarımadası'nın sakız tarımı konusunda başı çektiğini söylemek mümkün.  Çeşme bölgesindeki sakız ağaçlarının akıbetini şöyle açıklıyor: “1924'teki mübadeleye kadar Anadolu'da yaşayan Rumların önemli gelir kaynaklarından birini sakız oluşturuyordu. Mübadeleden sonra büyük bölümü Girit ve Pire'ye giderek yanlarında sakızı da götürdü. Ancak buralarda aynı toprak koşulları olmadığından sakız tarımı yapamadılar. Çünkü sakız bol kireçli toprak istiyor, toprağın yüzde 50'den fazlası kireçli olmak zorunda. Kavala ve Selanik'ten Çeşme dolaylarına gelen muhacirler ise sakız tarımını bilmediklerinden bu ağaçları kesip yerlerine tütün ekmişler ve sakız ağaçları giderek yok olmuş. Çeşme Yarımadası'nda o zamanlar 160 bin sakız ağacı vardı. Şimdi bu sayı 1.000'i zor bulur.”

DAMLA sakızlı Türk kahvesinin giderek daha çok talep görmesiSon dönemde Çeşme ve Alaçatı dolaylarında 'kahve aromasına nasıl lezzet katarız' düşüncesi ile talep daha da arttı. Ancak hepsinde gerçek damla sakızı kullanılmıyor, piyasada aromalı ürünler de var.”

 Sakıza olan talebin bu kadar yoğun olması ise ilaç endüstrisinde çok yaygın olarak kullanılmasına bağlı. Öyle ki 1999'da sakız reçinesinin kilosu 10 Euro'yken, 2008'de bu rakam 90 Euro'ya çıkmış durumda. Şu anda ise damla sakızın kilosu Türkiye'de 400 YTL.

İzmir ve çevresinde çok tutulup sevilen damla sakızlı Türk kahvesinin İstanbul'daki popülaritesini ölçmek için Mısır Çarşısı'na girdiğimizde karşımıza ilk olarak Malatya Pazarı çıkıyor. Müşteriler çoğunlukla damla sakızını tatlılara koymak için alsalar da mide ağrısını geçirdiğini, yarım kilo balın içine 100 gram konulup tahta kaşıkla karıştırıldığında astım, nefes darlığı ve kalbe iyi geldiğini söyleyenler de oldukça fazla. Ancak Malatya Pazarı'ndan , damla sakızlı Türk kahvesini en çok Arap turistlerin aldığını söylüyor, damla sakızını ise onlarca kilo alan Araplar bile var.

Damla sakızlı Türk kahvesinin, damaklarda ayrı bir lezzet bıraktığını ve beğenilerek içildiğini belirtiyor. “Damla sakızlı Türk kahvesi, zihin açıcı, ağız kokusunu giderici özelliklere sahip. Firmamızda hem kendi damla sakızlı Türk kahvemizi hem de Ege Bölgesi'nden gelenleri bulabilirsiniz.” aromayla kokulandırılan damla sakızlı Türk kahvesi, orijinalinden kolayca ayırt edilebiliyor. Çünkü orijinalini içtiğinizde damla sakızı tane tane dişinize geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder