28 Nisan 2013 Pazar

farklı aromalar için osmanlı fincanı


Osmanlılar farlı aromalarda kahve elde etmek için bu fincanları kullanmışlar
fincanın dibine aroması çıkarılacak malzeme konuluyor, kakule vb
üzerine delikli bir kapak kapatılıyor
üzerine kahve konuluyormuş

Kakule kahveye aroma katmak için kullanılan bitkilerden...






Ege bölgesinde kahve yapılırken içine taze mercanköşk dalı konur ve bu nedenle mercanköşk "kahve çiçeği" olarak da biliniyor.
Damla sakızlı kahve de yine ege lezzetlerinden...
Kahveye aroma eklemek için kavrulup çekilmiş çörek otu kullanılabiliyor.
Bu farklı koku ve tatları denemek büyük bir keyif, insana kendini dağlarda hissettiriyor:)
 Çevikel, özenle dibek taşında dövülen Sultani Osmanlı Dibek Kahvesinin kaymak, süt, krema, vanilya Hindistan cevizi tatlarını andırdığını, bu nedenle cappuccinoya benzenlerin çok olduğunu söyledi. Kahvenin içinde kaymak, süt, krema, vanilya ve Hindistan cevizi olmadığını anlatan Çevikel, “Osmanlı Dibek Kahvesinin içinde Türk kahvesi, birçok hastalığa şifa olarak kullanılan kakule bitkisi ve esas lezzeti veren 6 farklı bitkinin karışımı olan Sultani aroması var” dedi.

Emeklioğlu, “Kendi özel harmanımızla oluşturduğumuz kahvelerimizle, kahve kültürünü yaşatıyoruz. 17 çeşit kahvemizde isteğe göre, damla sakızı, tarçın, çikolata, yasemin, salep, kayısı çekirdeği gibi aromalar katıyoruz” dedi.
Emeklioğlu, “Kahve çeşitlerimiz arasında güllü, lokumlu kahve de var dedi.
Aromatik kahveler Son yıllarda aromatik kahve furyasıyla birlikte bu tür özel tatları satarak ün yapan mekanlar hızla artıyor. Her ne kadar, deneyimli kahve içiciler tarafından pek hoş karşılanmasa da, aromalı kahveler birçoğu için ilginç bir deneyim oluyor. Kahveye farklı kokular katmak aslında eski bir yöntem. İlk önce Araplar kahveye tarçın eklemişler ardından da yine Ortadoğu'da kahveye karabiber, Hindistan cevizi, limon ya da portakal kabuğu ve çikolata gibi maddeler eklenerek içilmeye çalışılmış.

Bu dönemlerde kahveye şeker ve krema eklenmesi gibi alışkanlıklar yoktu ancak kahve Avrupa'da yayılmaya başlayınca şeker ve krema da ek tat verici olarak kullanılmaya başlandı. Günümüzde bu işlem doğal aroma kokusu veren kimyasal maddelerle yapılıyor. Bu maddeler kahvenin fırınlanma işlemi sırasında yani çekirdek henüz sıcakken ekleniyor. Kokusuna göre dört grup çekirdek bulunuyor: Vanilya tabanlılar, çikolata tabanlılar, meyve tabanlılar ve baharat tabanlılar. Bunlar arasında en çok tercih edilen ise vanilya grubunda yer alan fındık kokulu olanlar. Bunu çikolata kokulu grup izliyor.
Kahvenin sosyal yaşantımızda, vücut fonksiyonlarımızda ve ağız tadımızda yarattığı etkilerden başka önemli bir özelliği daha var. Kahve, keşfedilmesiyle birlikte zaman içinde çok önemli bir ticaret malı haline geldi ve Yemen'den başlayan kahve yolculuğu şu an dört kıtada faal olarak devam ediyor. Üretilen kahvenin dörtte üçü bir ülkenden diğerine gönderiliyor. Kahve petrolden sonra en çok ticareti yapılan ikinci ürün ve gelişmekte olan dünyanın en geniş ihracat kaynağı. Bugün kahve piyasasının yüzde 80'i espresso, frappuccino, cappucino gibi Batılı kahve çeşitlerinin elinde. Tarihinden başka kaybedecek bir şeyi kalmayan Türk kahvesi ise bu kahve türleriyle bir mücadele içinde. Ama koşullar şimdilik Batılı kahvelerin lehine işliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder