Kahve, espresso, brikka, moka ve mukka
kahveleri
kahveleri
Giriş
Kahve ile tanışıklığımız çocukluğumuzdan
gelen doğal bir süreçtir. Turk kahvesi içmeyenimiz en azından
bilmeyenimiz herhalde yoktur. Fakat büyük ihtimalle zincir kahvehaneler
açılmasa idi pekte bilip merak etmeyecektik zilyon çeşidi olduğunu. Bu
zincir kahvehanelere gide gele ne içtiğiniz hakkında fikir sahibi
olmuşsunuzdur. Fakat ben bunu evde nasıl yaparım dediğinizde kafanızın
karışması muhtemeldir. Kahve ile kafanızı meşgul eden konular için ve
mutfağınızda neler gerektiği ile ilgili bir fikir edinmek için,
hazırladığım rehber burda size pek bir fahideli olacak. Pek tabii ki
olaya insanlığın ilk adımlarından başlayıp işin bokunu çıkaracağım.
Kahvenin Çıkış Yeri: Etiyopya
Kahve genellikle güney amerika bitkisi
olarak bilinir, fakat kahvenin üretim beşiği olan yer bizim habeşistan
olarak bildiğimiz Etiyopyadan gelmektedir. Hatta adınıda bu ülkenin
güneybatısında bulunan Kaffa şehrinden aldığı rivayet edilmektedir. Kahve
adının nereden geldiği ile ilgili başka bir rivayette arapçada şarap
anlamında kullanılan kahva isminden türediğidir. O zamanın şarapları da
sarhoşluk etkisinden çok canlandırıcı ve enerji veren etkisi ile ön
plana çıkmaktaydı. Yarım fermantasyon geçirmiş az alkollü tatlı şaraplar
şimdinin sek şarapları gibi iki şişede zom etmiyorlardı insanı.
Kahvenin adının nereden geldiği bilinmezliğini korusa da
kahvenin ismi ülkeden ülkeye pek az bir değişiklik gösterir. Coffee,
kaffee, cafe, koffie, kave, kava, kawa, kophe, caffe, kafei, kohi... bir
tek ermeniler marjinal olmuşlar; kahveye soorj diyorlar.
Kahvenin geçmişi tarih öncesi afrikada yatmakta olduğunu
artık biliyoruz. Bugün Etiyopya ve Kenya'nın bulunduğu orta ve batı
afrikanın kahve bitkisinin anavatanı olarak kabul ediliyor. Derler ki
Etiyopyalılar arabistanı işgal ettikleri zaman bu bitkiyide yanlarında
getirmişler ve yemenin dağlık bölgesine dikmişler.
Açıkçası efsanevi kush'ların (Bu tarih öncesi ülke Barbar Conan'a ilham olmuş ve
Conan dünyasına da aynı isimle; kush ülkesi olarak girmiştir, korsanlar
kraliçesi Belit'le ne dolaşmıştı Arslan Amra (Conan'ın kush'taki korsan
ismi)) güçlü imparotorluklarından beri arabistan hep Etiyopyalılar
tarafından işgal edile dursun, arapların bu bitkiyi keşfettiğine dair
güçlü bir kanıt yok. İlk kayıtlar 1000 li yıllarda başlıyor ve o da arap
tüccarların habeşistanda gördüklerini yazıya aktarmasi ile sınırlı
gibi. O dönemde habeşliler kahveyi içmezler yerlermiş. Şöyle ki; her
daim yeşil kalan kahve bitkisinin meyvesini olgunlaşmadan toplayıp
kavururlar ve sonrasında öğütürlermiş. Öğütülmüş kahveye tuz ve yağ
ekleyerek peksimet haline getirirek ekmek niyetine tüketirlermiş.
Genelde uzun yolculuklarda ve seferlerde kullanılırmış. Bu kayıtlardan
sonra daha bir beşyüzyıl kahve ekmek niyetine yenmiş. Yani yukarıdaki
kahve çekirdekleri ve değirmen eşliğindeki Türk Kahvesi resmine
aldanmayın.
Kahvenin içilebilirliğinin keşfi ile pek çok
rivayet var, fakat tarihçiler kahvenin dünyaya yayıldığı nokta olan
yemene habeşistan dan geldiği konusunda birleşiyorlar. 1450 yılında
Habeşistan'dan rivayete göre bir osmanlı kumandanı olan Özdemir Paşa
tarafından yemene getirilen ve üretilen kahve bir anda populer oldu.
Kimbilir belki kahvenin içilmesini de Habeşliler keşfetmiştir. Kökeni
belirli evrimi belirsiz olan bu bitki müslümanlar tarafından pek bir
sevildi. İslamın gittiği her yerde kahveyi de beraberinde götürdüler.
Kahve ticareti de uzun yıllar arapların elinde kalmış,
araplar kahveye ticari anlamda çinlilerin ipeğe baktıkları gibi
bakmışlar. Güneşte iyice kurutulmadıkça ya da suyun içinde iyice
kaynatılmadıkça kahve çekirdeğinin ülke dışına çıkmasına izin
vermemişler.
Kahve ve Osmanlı
Kahve içeceği beraberinde kendi kültürünü de
getirmiş ve ilk kahvehaneler 1511 de mekkede bir camiiğinin yanında
kurulmuş. Osmanlıların kahve ve kültürü ile tanışması da hızlı olmuş.
Kahve daha 1519 yıllarında müslüman tüccarlar tarafından istanbula
getirilmiş. Ancak bu dönemde oldukça dar bir çevre kahveyi tadabilmiş.
Yine bir fantazyaya göre anadoluya ilk büyük kahve partisi
1543 yılında bir gemi yükü olarak gelmiş ve bunuda ilk olarak marmara
denizinin balıkları tatmış. Dönemin Şeyhülislamı Ebussuud Efendi
kahvenin Kuran'da yeri olmadığı ve kömürleşmiş bir nesnenin gıda
özelliği ortadan kalkmış olduğundan suyunu içmenin günah olduğu
fetvasını vermiş. Yine de kesin olan Kanuni döneminde İstanbul halkının
kahveyle tanıştıkları.
Avrupalıların kahve ile tanışması her ne
kadar Venedikliler tarafından kendi ülkelerine götürmeleri ile olmuşsa
da, esas tanışıklık, 1683 te osmanlı ordusun Viyana kuşatması sonrası
uğradığı bozgunun ardından yaygınlaşmış. Osmanlı ordusunun ardında
bıraktıkları arasında silah yiyecek vs dışında 500 çuval kahve de
bulunuyormuş. Ancak viyana halkı kahvenin ne olduğunu bilmiyordu. Hatta
içlerinden bir yüzbaşı deve yemi olduğunu iddia etmiş ve kahvelerin tuna
nehrine dökülmesine karar verilmesine vesile olmuş. Fakat viyanalı
kurnaz bir tuccar (Kolschitzky) savaş sırasında yaptığı hizmetlerin
karşılığı olarak bu çuvalların içindekileri istemiş. Kavrulmamış kuru
kahvenin yıllarca dayandığı düşünülürse iyi bir ticaret yapmış olduğu
tahmin edilebilir.
Kolschitzky 1683'te viyanada Karntern
caddesinde mavi şişe adlı kahvehanesini açtığında kendisi ne Avrupa'da
ilk olmuştu (ve belki) ne de Viyana'da (1645'te Venedik'te, 1650'de
Oxford'da, 1652'de Londra'da, 1672'de Paris'te Avrupanın ilk
kahvehaneler açılmış ve Viyana'da ilk kahvehanenin Johannes Diadato adlı
birinin açtığı rivayet edilmekte)... fakat biraz süt ve biraz şeker
katarak icad ettiği Wiener Melange adlı kahve çok tutar. Böylelikle
avrupanın ilk kahve mudaimleri ortaya çıkar.
Kahvenin avrupalılar tarafından sömürgelerinde
yetiştirilmeye rağmen, arap tekelinin kırılması; Yemen'deki kahve
bitkilerinin bir hastalık sonucu oldukça zarar görmesi ve uzun bir süre
bu bölgede üretim yapılamaması sonucu olmuştur. Böylelikle günümüzde
brezilya ile birlikte güney amerika dünya pazarına hakim olmuştur.
Kahve Aletleri ve İçecekleri
Ülkemiz dışında kahve içecekleri genellikle
yapıldıkları aletler ile isimlendirilir.
Kahve çekirdeğini kavurduktan sonra ömrü çok
olmaz. Savaşta cephe şartları için uyarlanan ilk hazır kahve amerikan
iç savaşı sırasında doğmuştur. Fakat kullanımın yaygınlaşması ve
günümüzdeki halini alması 1930 lu yıllarda başlar.
Büyük bunalım sonrasında kendi üreticilerini korumak amacı
ile üretilen kahvenin tamamını satın alan Brezilya kahve federasyonu
1931-1939 yılları arasında yaklaşık 80 milyon çuval kahveyi yakmak
zorunda kalır. Elde kalan kahvenin kullanımı ile yapılan çalışmalar
Nescafenin piyasaya çıkması ile sonuçlanır. İkinci Dünya savaşı hazır
kahve tükeminde patlama yapar ve kalıcı olarak mutfaklarımıza yerleşir.
Hazır kahve, kahve çekirdikleri kavrulduktan
sonra dehidrasyon denilen kahvenin suyunun çıkarılması
sürecinden geçirilir.
Yapımında fazla ilginç bir yan yoktur, kaynar su koymayın
yeter. 90 derece ideal su sıcaklığıdır. Tadı da pek birşeye benzemez.
Sadece sıcak süt kullanarak ve bal ve çikolata parçaları ekleyerek biraz
tat katabilirsiniz. Ya da en iyisi kek yapın
Öncelikle bilmeniz gereken filtre kahve için
çekilen kahve kaba çekmli olması gerekir. Evde çekerim diyorsanız buna
dikkat edin, ya da kahveyi aldığınız yere filtre kahvelik olduğunu
belirtin.
Kalın çekilmiş kahvenin bir filtre üzerinden
kaynar sudan geçirilmesi ile hazırlanır. iki tip çeşidi bulunur:
Perculator:
Bizim filtre kahve makinası dediğimiz aletin
gerçek ismi budur. Kahve filtresini ilk düşünüp uygulayan Dresdenli
Melitta Bentz adlı bir Alman ev hanımıydı. 1873 yılında 35 yaşında iken
evinde kullanmaya başladığı bu buluşu 1908 yılında ticari hayata
geçirerek kağıt filtreli kahve makinalarını satmaya başladı. Bu alete
göre su haznesi yukarıya yerleştirilir ve su buradan kendi ağırlığı ile
filtre arasındaki kahveden geçerek yavaş yavaş alttaki boş hazneye
damlar. Filtre kahve için en iyi ölçü 30 ml kahve ve 150 ml sudur. Kağıt
filtreli plastik malzemeden üretilen kahve makinalarından kesinlikle
uzak durun. kağıt filtreden kahveye tad veren aromalar geçmez. Plastik
ise hem sağlıklı değil hem de çoğunlukla kendi plastik tadını kahveye
verir.
French Press:
Bu alet ile tek
ya da iki kişilik bir filtre kahve hazırlamak daha kolay ve ucuz bir
yöntemdir. Yapımı şöyledir her kahve fincanı için bir ölçek kahve koyup
kahvenin üzerini kaplayacak şeklinde sıcak su koyun (suyu kaynattıktan
bir dakika kadar bekleyin), birkaç saniye bekledikten sonra Pressin üst
kısmında ik cm kalacak şekilde su ilave edin. Metal olmayan bir kaşıkla
karıştırıp pistonlu kapağı kapatın. Dört dakikadan sonra pistonu
bastırarak kahveyi dibe ittirin. Şimdi kahvenizi bardaklarınıza
koyabilirsiniz. Yalnız press te kalan kahve acılaşır, kahvenin tamamını
bardaklara koyun.
Filtre kahvesi aroması zayıf, ekşimsi ve acı tatta kahveler
hazırlar. Çünkü kahveden geçen sıcak su kahve ile temasını hemen
kesmediği için kahve acılaşır. Kahvenin kalın çekilmesinin sebebi de
budur. Ayrıca üst hazneye koyduğunuz su fazla olursa kahve su ile aşırı
temas edeceğinden iyice acı bir tat elde edersiniz (ilk bardak herzaman
en lezzetlisi olur). Suyu az koymak her zaman garanti bir çözümdür.
Fakat böylelikle de sert bir kahve elde edersiniz. Alt haznede biriken
kahveyi ısıtıcısında 20 dakkadan fazla tutmayın çünkü kahve yine
acılaşır. Yine de French press te kahve ile su arasındaki teması
istediğiniz an kesebileceğinizden daha garanti çözümler elde
edebilirsiniz. Ben şahsen evde french pressimi aromatik (aromalı kahve
çekirdekleri, kahve şurupları) kahveler yapmak için kullanıyorum.
Espresso
İşte geldik en güzel italyan mucidi içeceğe,
starbucksta elinize aldığınız menüde yazan binbir çeşit şey bir yada iki
ölçek espresso kullanılarak hazırlanır.
Espresso kahvenin su ile en az sürede temas
ettiği yöntem. Suyun kahve içinden hızlı bir biçimde geçebilmesi için
yüksek basınca ihtiyaç vardır. Bu sebeple espresso makineleri içecek
hazırlama yöntemleri arasında en pahalı ve en teknolojik aletlerdir.
Eski espresso makineleri hazne basıncı olarakta adlandırılan buhar
basıncı ile çalışmaktaydı. 9 barlık basıncı sağlamak (8.8 atmosfer
basıncına denktir, deniz kıyısında yediğimiz atmosfer basıncı 1 atm
olarak geçer) için bu eski makineler çok büyüktü. Italyanın bazı
kafelerinde hala bu makinelerden görebilirsiniz. Buhar basıncı ile
çalışan espresso makineleri suyun sıcaklığını (sıcak buhar suyu
istenenden fazla ısıtabilmekteydi) ve basıncın sürekliliğini (hazneden
boşalan buharın basıncı düşmekteydi) sağlamak açısından problem
yaşamaktaydı. Yine de bu makinelerin görüntüsü eşliğinde usta bir
baristanın elinden çıkan kahvenin tadına doyum olmaz.
Roma
da gezdiğim tozduğum zamanlar, öylesine bir yere oturupta kahvesinden
hiç pişman olarak kalktığım bir kafe olmadı. eski şehrin merkezinde
çiçek tarlası anlamına gelen Campo de' Fiori
adlı tarihi pazarın kurulduğu meydanda çok güzel kahveler içtiğimi
hatırlıyorum, ve yine bu kafelerde yukarıda bahsettiğim klasik kahve
makinalarından görebilirsiniz. Bu aletler hem dekoratif amaçlı hem de
espresso yapma amaçlı halen daha kullanılmaktadırlar. Bunun dışında bazı
lokantalarda dekoratif olarak eski espresso makinelerini
bulundurmaktadır.
İşte yukarıdaki resimde görülen birazda bir BBC klasiği
doctor who daki robotları andıran espresso makinelerinin atasını halen
daha görme imkanınız var. Hatta gittiğim kafenin ismini ve adresini de
vereyim.
Coffea SrlPiazza Campo
de' Fiori, 48, 00186 Roma, Italy066 8802474
Aslında eski şehire ait Roma tamami ile
tarihi binalar ve dar sokaklardan oluşmakta, eski pazarın ne kadar küçük
bir alan olduğunu görünce sizde şaşıracaksınız. Yine de Vatikan'ın
muhteşem meydanından sonra huzur içinde bir dinlenme alanı arıyorsanız
bu pazar alanını tavsiye ederim. Alışveriş merkezlerini dolaşmaktan, iki
çanta, kazak almaktan çok daha keyifli bir iş yapmış olursunuz.
Gelelim günümüzün espresso
makinelerine; yeni makineler artık pistonludur, yani su piston eşliğinde
ittirilerek kahveden geçer, aynı şırıngadan çıkan su gibi ve 15 barlık
basınçlarda çalışan espresso makineleri artık standart olmuştur. Modern
makineler daha küçüktür ve tam otomatik yarı otomatik manuel çeşitleri
bulunmaktadır. Nespresso gibi kahve kapsulleri kullanan çeşitleri bile
vardır. Nespresso tipi makinelerde kahve kapsulunu koyarsınız hazneye
suyu eklersiniz ve iş biter. Ne öğütmek derdi vardır ne de suyu kahvesi
az geldi çok geldi sıkıntıları. Fakat böyle bir alette o kapsullere
mahkum kalacağınız için -ki kapsullerde pahalıdır- bu tip aletler sizi
sınırlar. Benim tavsiyem kapsulde kullanabilen hibrit makinelerdir.
Bu noktada belki marka tavsiye edeceksiniz,
pek tabii ki evinize alabilecek en iyi espresso makinesi Rancilio Silvia
dır. Türkiyede baristasepeti
adlı internet sitesinden bu ürünü adinebilirsiniz.Rancilio profesyonel
parçalara sahip ev ortamı için düşünülmüş bir espresso makinesi. Tasarlanırken ve üretim aşamasinda profesyonel
bir espresso makinesi baz alınarak, anahtar özellikler korunmuş ama
makinenin ebatları ve üretim hacmi küçültülmüştür, ayrıca fiyat
performans açısından da oldukça iyidir.Siemensin tam otomatik ankastre
sistemlerinin fiyatları dudak uçurtacak miktarlarda.
Sancilio
silvia'nin bir diğer özelliği de kendisinden evvel bu tip bir makinenin
olmamasidir, yani sektöründe ilk olmanın verdiği bir tasarım deneyimi
vardır. Aslında Rancilio bunu ilk
başta bir promosyon ürünü olarak düşünmüş, bayilerine ve sıkı
müşterilerine hediye olarak vermek için üretmiştir. Ancak makinenin
beklenenin üstünde performansi kısa surede ev kullanıcıları arasında da
dilden dile yayılmış ve neticede rancilio bu makineyi seri üretime
almıştır.
Başka marka olarak çok fazla detay istemiyorsanız bialettinin
Mokana modeli Türkiye'de bulunabilmektedir. Ama ben şekil olarak
Tazzonayı daha çok tutuyorum. Resimde de görüldüğü gibi Bialetti bu
modelinde espresso makinesini kahve bardağı şeklinde tasarlamıştır.
Estetik açıdan ise
en hoşuma giden illy markasıdır. Eski makinelerin havasını veren illy
modelleri aynı zamanda rengarenk seçenekleri ile göz doldurmakta.
Krups ve Deloghni de alternatifler arasında fakat kivahandan
hangi modeli iyidir, hangi modeli kötüdür, biraz araştırmanızı tavsiye
ederim. Tasarım olarak pek bir cazibeleri olmasa da Rancilio dışında
söylediğim makinelerin kalitesini verebilir. Bu markaların çok çeşitli
modelleri arasından seçim yapmak size kalmış.
İyi bir makinada taze kahve ile yapılmış iyi bir espressonun
köpüğü kalındır, kadifemsidir ve rengi açık kahverengidir. Bu köpük
kahveyi içtiğiniz sürece hiç gitmez, kahvenizin köpüğünü dayanıklılık
testine sokabilirsiniz, bir küçük kaçık şekeri kahvenize koyduğunuzda bu
şekerin köpüğün üzerinde iki saniye batmadan durması lazımdır. Şayet
espressonuzda köpük olmuyorsa ya kahveniz taze değildir, ya makineniz
kötüdür, ya da sizin bir iki denemeye daha ihtiyacınız vardır. Bazı
makineler aşağıda anlattığım brikka makinesindeki gibi sahte köpük
yapabilmektedir. Yani ucuz bir makine ile yaptığınız köpüğe kanmayın. Bu
arada otomatik makineler ve yarı otomatik modellerde bu hileye
başvurmakta, biraz teknik bir konu ama adı pressurized portafilter olarak geçmekte. Normalde çekilmiş kahveyi
tamper adlı bir aksesuarla siz düzler ve sıkıştırırsınız. Otomatik
modeller pressurized portafilter ile bu işlemi gerçekleştirmekte. Aynı
zamanda köpük için herşey mübahtır şeklinde çalışmaktalar. Manuel
makinalar herzaman damak zevkiniz için önem arzedeceklerdir. O kadar
para verip te hiçbirşeye karışamamak sinir bozucu olabilir.
Espresso çok az suyla hazırlanan sert bir
kahvedir. Kahve ısıtılmış bardağa konduktan sonra hemen içilir, yani
kafaya dikilir. Espressoda filtre kahvenin 1/6 sını kullanır,
kullanılacak kahve miktarı ise 2/3 (7 gram) ü ne denk gelir.
Espresso için kahve ne derece çekilmelidir
diyorsanız bu da çok ilginç bir nokta; binlerce dolara satılan kahve
öğütücülerine rast gelirseniz ve bu para ne için derseniz, kahvenin her
bir çekirdeğinin homojen çekilmesi ve her seferinde istenilen incelikte
olması için gözden çıkarılan bir mebla. Espresso Türk kahvesi kadar ince
çekilmese de, ince çekilerek öğütülen bir kahve türü. Maalesef piyasada
satılan çoğu elektrikli öğütücü çekirdekleri yeterince ince ve homojen
çekemiyor. Ben kendi basit öğütücümü kullanırken ona kadar sayıyorum ve
öğütme esnasında homojen öğütme için makineyi hafifçe sallıyorum. İşin
başka ilginç -ve belki ironik- noktası da oldukça ucuza temin edilebilen
Türk kahvesi değirmenlerini kullanarak binlerce dolarlık makinelerin
kalitesini yakalayabilmemiz. Öncelikle değirmenin ayar vidası ile
oynarak en kalın çekime getirin ve işte mükemmel kahve öğütücünüz hazır !
Son olarak espresso Türk kahvesi gibi yudum
yudum höpürdetilerek içilmez. Olabildiğince kısa sürede tüketmelisiniz.
Hatta kafaya dikmeniz en iyisidir.
Espresso doppio
Espresso doppio
(duble), bütün oranların iki katı olarak kullanıldığı haldir. Fakat bu
oranları iki katına çıkarmak çoğu zaman sağlıklı sonuç vermez, ya basınç
ayarı tutmaz, ya kahve tamper ayarı.. benim tavsiyem asla espresso
doppio istemeyin.
Espresso restresso
Espresso restresso (ya da daha çok bilinen
ismi ile ristretto) normal espressoda kullanılan suyun yarısı kullanılır
ve çok yoğun bir tat elde edilir. Bu kahveyi elde etmek için levye
sonuna kadar sıkıştırılarak su geçişi mümkün olduğunca
engellenir. Espresso makinesinden elde edilebilecek en sert kahve çeşidi
budur.
Espresso lungo
Espresso
lungo'da ise kahve daha gevşek bırakılır (bu ayar espressonun
levyesinden yapılır) ve daha çok su geçmesi sağlanır.
Gördüğünüz gibi suyu ile oynarak
oranları değiştirerek şimdiden bir sürü isim elde ettik.
Şimdi biraz süt ekleyerek
çeşitlememizi arttıralım, espresso hem sert hem de çok hızlı içilen bir
kahve olduğu için genellikle süt eklenerek içimi yumuşatılır.
Cappuccino
Bir
ölçek espressonun üzerine süt köpüğü (bu süt köpüğü sütün içinden buhar
geçirerek elde ederiz, hemen hemen bütün espresso makinelerinde bu
işlemi yapan bir buhar çubuğu bulunmaktadır) eklediğimizde cappuccino
elde ederiz. Süt köpüğünün miktarını damak zevkinize göre ayarlamanız en
güzeli olacaktır. Avrupalılar ilk defa kahve ile tanıştıklarında tadını
çok acı ve sert bulmuşlar ve sütle karıştırmışlar. Sütü köpürtmekteki
amaç ise süt ile kahvenin karışımını en aza indirerek kahve aromasını
korumak. Güzel bir cappuccino da altta bulunan kahve süt köpüğünden
geçerek yumuşar ve aroması ile damakta kalıcı bir tat bırakır.
Caffe Latte
Bir ölçek espressoya sıcak süt ve süt köpüğü
eşliğinde caffe latte yaparız. Bu kahve türü cappuccinodan daha hafif
bir içecek olması dolayısı ile yoğun kahve tadı sevmeyenler için
idealdir.
Macchiato
Macchiato bir ölçek espressonun üzerine çok
az süt köpüğü konularak elde edilir. Hafif bir desen verilerek te
sunulabilir. Fakat desen alanı oldukça küçük olacağından büyük ustalık
gerektiren bir beceridir. Pek tabii ki starbucsta böyle şeyler olmaz.
Şimdiye kadar
gördükleriniz espresso ile hazırlanan klasik italyan kahvelerinin
adlarıdır. Şimdi gelelim diğer isimlere;
Americano
Bu kahve içeceği ikinci dünya savaşında
İtalya'ya gelen Amerikalıların espressoyu fazla sert ve az buldukları
için icat edilmiştir. Kabaca bir ölçek espressoya sıcak su ekleyerek
filtre kahve boyutlarına getirerek hazırlanır. Herşeyin büyüyüğünü seven
amerikanoların ağzına layık ! Bialettinin Amerikana adlı bir moka aleti
bulunmaktadır. Her ne kadar Americano bialettinin bu ürününe isim
babalığı yapsa da yapılma tarzları bakımından ayrılmaktadırlar.
Caffe Mocha
İşte bu kahve içeceğinin isminde kafanız
karışabilir. Şöyleki mocha adı verilen çikolata şurubu ile hazırlanan bu
kahve, arabistanın mokka bölgesinden toplanan kahve çekirdeği ve ocak
üstünde hazırlanan moka kahvesi ile karıştırılmaktadır. Korkmayın moka
kahvesini herhangi bir kafede içme şansınız hemen hemen yoktur ve genel
kural olarak kahve çekirdekleri kahve içeceğine isim babası olmaz.
Caffe Con panna
Bir ölçek espressoya bir kat
krema eklenerek elde edilir. Kremanın fazlaca yoğun olması sebebi ile
benim pek tercih edeceğim bir içecek değil. İçine bir top vanilyalı
dondurma da atılana ve farklı isimler alan versiyonları da
bulunmaktadır.
Frappuccino
Starbucks icadı bir içecektir; caffe base,
frappuccino base gibi artık kahveden uzaklaşmış materyaller eklenerek
hazırlanır. Caffe base hazır kahve gibi suda eriyen bir kahvedir,
frappuccino base bir tür süt-krema karışımıdır (half n half). Buz, kahve
şurubu da ekleyip hızlı bir blanderde karıştırdığınızda bu içeceği elde
edersiniz. Görüldüğü gibi adına kahve içeceği demek pek zor ama hadi
kahvemsi bir içecek diyelim. Ben bu malzemeleri nereden bulacam,
yapılmaz bu içecek diyorsanız, çakma tariflerde internette bolca
mevcuttur.
Frappe
Yunanistan'da icad edilmiş olan bu içecek
hazır kahve ile hazırlanan bir tür soğuk kahve çeşidir.Kısaca soğuk su
ile hazır kahveyi karıştırın şeker, süt (ya da krema) koyarak çalkalayın
kahveniz hazır. Klasik bir yunan frappesi aşağı yukarı resimdeki
gibidir. İsminin frappe olması ise sadece özentilik durumudur. Maalesef
yabancı kelimelerle hava içinde yüzdüğünü zanneden tek ülke biz değiliz.
Bitti mi zannediyorsunuz ? Hayır;
Gelelim ocak üstünde hazırlanan italyan
kahvelerine
Ocak Üstü Kahve Makineleri
Moka Makinesi
Espresso makinelerinin oldukça pahalı olduğu ve
sadece kafelerin alıp kullanabildiği bir dönemde Alfonso Bialetti denen
italyan muhendis ve mucit, espressoyu herkesin evinde içilebilecek bir
içecek yapmayı kafasına koymuştu. 1919 yılından 1933 yılına kadar
yaptığı denemelerle en sonunda buldum diyerek parmağını havaya kaldırmış
ve bulduğu icadını piyasaya sürmüş. (daha sonra parmak havada alfanso
figürü firmanın 1950'lerde logosu oldu)
İlginçtir ki icad ettiği içecek hiç te
espresso tadında değildi. daha çok filtre kahve ve espresso tadlarının
arasında biryerdeydi. Bunun sebebi ocak üstü espresso makinelerinin
hazne basıncının en fazla 2-3 bar olabilmesi idi. Ama elde edilen tat
öyle lezizdi ki bütün italyanların ve sonrasında dünyanın geri kalanının
ilgisini ve sevgisini kazandı. Bu içeceğin adı da yaptığı makinenin adı
ile anıldı. moka express (evet x ile esspress değil) ya da italyanların
dediği gibi la Moka ... bizde
moka kahvesi diyoruz.
Alfonso çalışmalarına yıllar boyu devam etti.
ama klasik tasarım herzaman kullanıldı ve satıldı.
Moka
aletinin şekli minyatür bir demliği andırmaktadır. Çekilmiş kahve üst
hazne (C) ile alt hazne (A) arasında haznelerden boru girişleri biryana
izole bir şekilde yerleştirilir (B). Üst hazne ile alt hazne arasındaki
bağlantı iki parça bir boru vasıtası ile sağlanır. Alt hazneye konan su
ısı kaynağı sonucu buhar vermeye başlaması ile alt haznenin basıncı
artar. Su tek çıkış yolu olan boru vasıtası ile yukarı çıkma
eğilimindedir. borunun sonunda metal filtre ile ayrılmış çekilmiş kahve
yolu tıkamaktadır. Fakat basıncın belli bir değere çıkması ile su
borudan ve kahveden geçer ve üst haznenin borusundan dökülerek üst
hazneye dolar. Bu süreç bir dakika içinde biter. Kahvenin üst hazneye
dolması bir dakikadan kısa bir sürede gerçekleşir. Alt haznede basınç
azaldığından daha fazla su geçmesi engellenir ve böylelikle kahveden
fazla su geçmediği ekşimemiş acılaşmamış güzel bir kahve elde edersiniz.
Bu arada alt haznede daima bir miktar su kalır.
Alttaki
videodan, moka aleti ocak üstündeyken, aletin içinde neler olup
bittiğini görebilirsiniz.
Brikka
Bialetti firmasının espressoya yaklaşan en
yakın icadı bialetti brikka olmuştur. Tasarımı tamami ile aynı olan
brikka kahvesi olarak bilinen bu içecek moka tadını korusa da daha
farklı ve espressoya daha yakındır. Elde edilen tat oyle beğenilmiş ki
kendi fanatiklerini oluşturmuş ve yine bu içecek fanlarına göre espresso
dan daha güzel bir içecek olmuştur. Ayrıca herkesin birleştiği bir
nokta da kötü bir espresso makinesi kullanmaktansa brikka kullanın.
Brikka
makinesi de moka makinesi gibi benzer prensiplerde çalışır. Fakat
brikkada üst haznenin borusunun ucuna pul şeklinde bir ağırlık
konmuştur. Bu ağırlık kahvenin suyun yukarıya çıkmasını engellediğinden
alt haznede daha fazla basınç oluşur ve bu basınç en sonunda pulun
ağırlığını yendiğinde kahve üst borudan resmen fışkırır. Bu noktada
dikkat etmeniz gereken şey şudur; şayet brikkayı ocağın üstünde
tutarsanız basınç kolay kolay düşmeyeceğinden pul hiç inmeyecek ve kahve
düzgün bir şekilde çıkacaktır. Ama biz bu kahveyi aynen espresso da
olduğu gibi köpüklü elde edebiliriz. O yüzden kahvenin çıkış anına
dikkat edin ve fışkırma anında ocaktan alıp bardağınıza boşaltın. Bu
işlemle ısı kaynağından çektiğiniz için azalan basınç dolayısı ile pul
kahvenin geçişini ara sıra engelleyerek kapanıp açılacak ve çıkan
kahvenin köpük yapmasına neden olacaktır (evet sahte bir köpük ama çok
tatmin edici). Dikkat etmeniz gereken ikinci noktada kahve koyduğunuz
bölümü ağzına kadar doldurmayın. Yoksa bir zehir elde edersiniz. en
fazla yarısını biraz geçecek kadar koyun. Brikkanın iki kişilik
modelinden ancak bir Türk fincanı kadar kahve çıkıyor ve kullanıcı
yorumlarına göre en güzel brikkayıda bu iki kişilik model yapıyor. O
yüzden dört kişilik ve tek kişilik modellerinden uzak durun.
Mukka Express
Bialetti
firmasının yakın zaman icatlarından biri de mukka express; aynen brikka
modelindeki gibi ağırlık kullanılan bu modelde kahvenin çok küçük bir
delikten çıkmasına izin verilmiş. Bu delik pulun üzerinde ve aşağıya
bakar vaziyette konumlandırılmış. Pul yukarı kalktığı zaman kahve
valften aşağıya hızla fışkırıyor. bu aşırı fışkırmanın bir sebebi var
tabii ki. Çünkü üst hazneye süt koyuyoruz. Evet artık ocak üstünde
cappuccino benzeri bir içecek yapabiliyoruz. Pulun üzerindeki valf
fışkırma anında sütün içinde olması yüzünden süt gayet güzel köpürüyor.
İşin en güzel tarafı ortaya çıkan içecek asla acı olmuyor. Hemen her
seferinde çok güzel kahveler elde edebiliyosunuz. Burada tek sorun süt
köpüğü. Sütün iyi köpürmesi için mukka expressin üst haznesine koymadan
iyice bir ısıtın (ideali 60-70 arası derecelerdir).
Bu videodan da
hazırlanışını izleyebilirsiniz. Mukka expressin ocak üstünde kullanım
için çıkarılan modeli dışında bir de elektrik ile çalışan bir modeli
vardır. Elektrikli versiyonu aynı kablosuz kettle gibi elektrikli
ısıtıcı üzerine yerleştirilir. Yani kullanımında pek fazla değişikler
yoktur. Salonunuzda da birşeyler hazırlamanın zamanı gelmişti.
Cuor di Moka
Geldik en son
bialetti-illy ortak icadı olan cuor di moka aletine; mokanın kalbi
anlamına gelen bu içecek, kahve satıcısı olan illy firmasının moka
kahvelerinin filtre kahvelerdeki acılığın bir kısmını taşıdığını görmüş.
Bu tattan kurtulmak için yapılan çalışmalar sonucunda üst hazneye geçen
suyun fazla oluğunu farketmişler. Fazla su geçişini engellemek için
mükemmel zamanlamayı deneyler sonucu bulmuşlar ve bu çalışmaları
bialetti firması ile paylaşmışlar. Yeni tasarıma göre cuor di moka da
üst haznede bulunan pul hareketlidir ve kahve hazneye dolukça kahve ile
birlikte yükselir. Belirli bir seviyeye geldiğinde ise kahve çıkışını
aniden keser. Böylelikle son anlarda gelen acılıktan bizi kurtarmış
olur. açıkçası cuor di moka, saf moka tadının en iyi hali. Benim gün
içindeki lezzetli kurtarıcım.
Alttaki şemadan da
görüldüğü gibi klasik ocak üstü moka aletlerinin genel tasarımını cuor
di moka da taşımakta.
Bunların dışında kahve hazırlamak için iki farklı makina
daha vardır ki tarihsel süreç bakımından bialettinin icatlarından daha
eskidir. Bu aletleri en sona bırakmamın sebebi; piyasada çok bulunan
ürünler olmamaları (yurt dışında bile) ve bu aletlerden çıkan kahveden
hiç içmemiş olmam.
Napoletana
Bunlardan 19 yüzyıl
icadı olan napoletana ocağa konulma şekli gereği komik bir görünüme
sahiptir. Ocağa yanlışlıkla ters konan bir demliğe benzer. Üste gelen
haznenin musluğuda aşağıya bakar. Burdaki mantık şöyledir; alt haznedeki
su kaynatılır, su kaynadıktan sonra napoletana ocaktan alınıp ters yüz
edilir ve artık üste gelen su kendi ağırlığı ile aşağıya dökülür.
Kullanımı ayrıntılı olarak şöyledir;
1.
- Musluğu olan tepe
kısımdaki hazneyi sökün (sol-üstteki resimde altta duruyor)
- 2 filtreyi (A + B) alt hazneden (C) sökün.
- Filtrelerden (A) yı kaplamadan ayırın.
- (B) filtreyi ince çekilmiş kahve ile doldurun. Kahvenin çekilme derecesi Espresso-
- 2 filtreyi (A + B) alt hazneden (C) sökün.
- Filtrelerden (A) yı kaplamadan ayırın.
- (B) filtreyi ince çekilmiş kahve ile doldurun. Kahvenin çekilme derecesi Espresso-
Filtre kahve arasında bir ayarda olmalı.
- Bir tatlı kaşığın tersi ile ince çekilmiş kahveyi düzleyin, ama tamp yapmayın.
- Bir tatlı kaşığın tersi ile ince çekilmiş kahveyi düzleyin, ama tamp yapmayın.
-
Filtre kaplamayı (B) filtresine vidalayın.
- Alt hazneyi (C) valfın olduğu kısma kadar soğuk su ile doldurun.
- Filtre grubunu (A + B) su dolu alt hazneye (C) takın.
- Musluklu tepe kısmına gelen üst hazneyi de tekrar tepesine yerine vidalayın
- Alt hazneyi (C) valfın olduğu kısma kadar soğuk su ile doldurun.
- Filtre grubunu (A + B) su dolu alt hazneye (C) takın.
- Musluklu tepe kısmına gelen üst hazneyi de tekrar tepesine yerine vidalayın
(musluk
aşağı bakacak şekilde).
- Napoletana'yı ateşin üzerine koyun.
- Napoletana'yı ortalayın ki, kulplar ve musluk kısmı ateşe temas etmesin.
- Çok kısık ateşte yavaşça pişirin.
- Kazanın (C) valfından basınçlı buhar çıkmaya başladığında suyun kaynadığını
- Napoletana'yı ateşin üzerine koyun.
- Napoletana'yı ortalayın ki, kulplar ve musluk kısmı ateşe temas etmesin.
- Çok kısık ateşte yavaşça pişirin.
- Kazanın (C) valfından basınçlı buhar çıkmaya başladığında suyun kaynadığını
anlıyoruz
ve hemen ateşten alıyoruz.
2.
- Şimdi çok dikkatli
olun ve her iki kulpu da tutarak tüm Napoletana'yı ters düz
çevirin
(musluklu kısım aşağıya gelmiş olacak, bkz no2).
-
Tüm suyun üst hazneden aşağıya akması için 2-3 dk bekleyin.
- Mutfak evyesi içersinde artık üst kısımda olan alt hazneyi (C) ve filtre grubunu
- Mutfak evyesi içersinde artık üst kısımda olan alt hazneyi (C) ve filtre grubunu
(A+B) sökün.
-
Musluklu haznenin tepesine orjinal resimlerde görünen kapağı takın.
Syphon
Diğer bir eski icad olan vakum yada sifon prensibi ile
çalışan kahve pişirme aleti adını da yine vakum kahve makinası ya da
sifon kahve makinası olarak çalışma prensibinden alır (ingilizce
Syphon). 1800'lerde buhar gücünün kullanımı ve bu güce olan hayranlıktan
kahve makineleri de nasibini almış. Jack Nicholson ve Morgan Freemanın
beraber oynadıkları 2007 yapımı bucked list adlı filmde bizim huysuz
ihtiyar jackin kullandığı kahve makinesi aleti işte budur. Aynen filmde
olduğu gibi çok lüks (altından) versiyonları olduğu gibi ucuz
modelleride bulunmaktadır.
Bucket List'teki gibi Syphon kahve aletinin bir benzeri
aşağıdaki gibidir. Fiyatlarıda genelde 800 dolar civarındadır.
Fakat bodum markasının
ürettiği modeller hem daha modern çizgide hemde daha uygun
fiyatlardadır.
Temel çalışma prensibi
şu şekildedir. Alt haznedeki su (A) ısıtıcı kaynağı vasıtası ile
buhar (C) yapmaya başlar, bu buhar hazne basıncını arttırarak suyu (B)
ile gösterilen borudan üst hazneye (D) çıkmaya zorlar. (B) ile
gösterilen borunun içinde bir de filtre bulunmaktadır. Kahve üst
hazneye (D) daha önceden konulmuştur. Su üst hazneye (D) tamamen
çıktıktan sonra (B) borusuna buhar gelmeye başlar. Bu noktada kahvenizin
acılaşmaması için ısıtıcı ortamdan uzaklaştırılır. Artık kahvenin üst
haznede (D) kalması için itici bir kuvvet olmadığından, kahve kendi
ağırlığı ile (B) borusundaki süzgeçten yavaş yavaş geçip alt hazneye (A)
dolar. Süzgeç dolayısı ile kahvenin telvesi üst haznede (D) kalır.
Aman çok anlamadım ben diyenler için bir de video
verelim.
Syphon'un
ilk calisma sekli, bialettinin icadı moka makinelerine benziyor, yani
suyun ısınması sayesinde hazne basıncı ile, alt bölmeden, bir boru
yoluyla yukarı bölmede bulunan orta deredece öğütülmüş kahve bölmesine
"çikiyor". Moka aleti olsaydi, bu kisimda iş bitecek ve servis
edilecekti. Ancak Syphon bununla bitmiyor :
Syphon'da alt bolmedeki su yukari cikarak bir vakum olusturuyor, yukarida buhar nedeniyle kalabiliyor. Ancak aleti ateşin üzerinden aldıgınızda alt kısımda olusan vakum nedeniyle üst bölmede bulunan tüm kahve, tekrar alt bolmeye ivedi sekilde sifonlanıyor (evet tuvalet sifonu gibi de ses cıkartabiliyor).
Syphon'da alt bolmedeki su yukari cikarak bir vakum olusturuyor, yukarida buhar nedeniyle kalabiliyor. Ancak aleti ateşin üzerinden aldıgınızda alt kısımda olusan vakum nedeniyle üst bölmede bulunan tüm kahve, tekrar alt bolmeye ivedi sekilde sifonlanıyor (evet tuvalet sifonu gibi de ses cıkartabiliyor).
Kahve Çekirdekleri ve Kavurma İşlemi
Aynen çayda ya da şarapta olduğu gibi kahve bitkisinde de
yetiştiği yere göre tadında değişiklikler gösterir. Hatta doğal olarak
kafein içermeyen bir türü bile bulunmaktadır (madagaskar adasında
yetişen Mascrocoffen Vianne). Genel olarak kahve bitkisi tür olarak
ikiye ayrılır.
coffea
arabica ve coffea robusta.
Arabica deniz seviyesinin 600-1300 metre aralığında yetişen
bir tür. Normalde daha kaliteli ve daha aromatik meyve vermesinden
dolayı dünya üretiminin büyük kısmı arabica üzerinedir. Robusta ise 600
metre yüksekliğe kadar sıcak ortamlarda yetiştirilmesine rağmen esasen
bütün yüksekliklerde yetişebilir. Daha dayanıklı bir tür olduğundan
genelde arabicanın yetiştirilemediği bölgelere bu bitkiden dikilir.
Genellikle türk kahvesi robusta dan yapılabilir.
Ne yazık ki kendi harmanlarımı (genelde birçok farklı bölgeden
yetişen kahveler belli oranlarda karıştırılır.)
hazırlamadığım için size şu bölgenin kahvesini şu kadar
kavurup şu bölgenin kahvesi ile karıştırın diyecek durumda değilim.
Zaten evde de kavurma yapmanın pek mümkünatı omadığı için size tavsiye
verecek bir kahve satıcısına danışmanız gerekiyor.
Bu konuda kivahan ve online satış adresi olan barista sepeti
size oldukça yardımcı olacaktır.
Kesinlikle zincir kahvelerin kahvelerini önermiyorum.
özellikle aşırı kavrulmuş çekirdeklerden bayat kahve tadı almak
istemiyorsanız.
Eğer sıralamaya koyarsak, kahve dünyasının o açıkta duran
kahvelerinden kesinlikle almayın, bu zincirden uzak durun. (En azından
diğerleri gibi vakumlayıpta saklasınlar canım)
Starbucks zorunlu ise en az kavrulmuş kahvesini aldığınıza
dikkat edin.
Gloria jeanstan küçük miktarlarda kahve almanız, bayat kahve
içmemek için bir avantaj gibi dursada diğerlerinden pek bir farkı yok.
En azından bayat olarak aldığınız kahvenin evde uzun bir süre durması
ile daha da bayatlamamasını sağlamış olursunuz.
Cafe nero az seçenekle ama piyasadaki zincir kahveler
arasından en lezzetli seçenekle karşımıza çıkıyor. Costa Rica kahvesi
fena değil.
Baristasepeti'nden
ise yeni kavrulmuş taze kahve almanız mümkün.
Harman konusunda hiçbir deneyimim olmamasına rağmen, yine de
elinizde bir moka aleti varsa verebileceğim bir iki tavsiye var.
Bialetti ürünleri ile en güzel Costa Rica kahvesini
beğendim. Genelde Cafe Nero'dan alıyorum.
Asit oranı
yüksek kahveler de filtre veya moka, french press türü kahve
makinalarında iyi gider. Örneğin bir Kenya veya kaliteli orta amerika
kahvesi (Costa Rica Tarrazu, El Salvador, Honduras en beğenilen türler).
Harman
olarak iste mocha-java harmanını tercih edebilirsiniz. Bu harman moka
aletleri için bir klasiktir.
illy
markasının da moka için geliştirdiği kendi kahve harmanları da
bulunmaktadır.
Kahvenin Saklanması
Kahve
kavrulduktan sonra iki hafta içinde tüketilmeli. bu süre geçtikten sonra
kahvenizi kuru bir ortamda da tutmuş olsanız kahve artık bayatlamış
oluyor.
kavrulmuş kahveyi öğütürseniz, çekilmiş kahvenin ömrü bir
iki saattir.
kahveyi kesinlikle buzdolabında saklamayı düşünmeyin,
kahveyi her açtığınızda nemlenecektir.
en iyi saklama yöntemi olarak vakumlanmış bir saklama
kabında derin dondurucuyu tavsiye ederim. fakat burda da aşırı soğukta
bulunan kahvenin oda sıcaklığına gelmeden kullanıp kullanılamayacağı
gibi problemler ortaya çıkıyor. ben oda sıcaklığına getirmeyi
beklemiyorum. lezzette öyle bir farkta görmedim. hem hiç nem almadığı
için donmuş bir gıda gibide olmuyor.
Kahve ve Sağlık
Bana bunlarla
gelmeyin, yok böyle bir başlık, olmayacakta. İş stresi ve uykusuzluk ile
tükettiğiniz litreyle içilen kahve başkaa keyif olayı başka canım.
Latte Art
Kahve ile ilgili bukadar şey
yazıpta, kahvenin üzerine süt köpüğü ile yapılan latte arttan
bahsetmemek olmaz. Aynı ebru daki gibi kahvenin üzerine çok güzel
desenler verme sanatına latte art (süt sanatı gibi bişi) deniyor.
Latte art illaki latte ya da
cappuccino fincanına çok büyük hacimde dökülecek diye bir kural yoktur.
Macchiato'yu da latte art ile sunmak mümkündür. Zaten fincan küçüldükçe
baristanın ne derece beceri sahibi olduğu da ortaya çıkar. Her ne kadar
yetenek işi gibi gözükse de latte art evinde 100-150 liralık espresso
makineleri olanların dahi bir miktar çalışarak kolaylıkla
öğrenebilecekleri bir şeydir.
Latte art tekniği Free pour
(yani serbest döküş) ve etching (yani işleme) adı altında 2 kategoriye
ayılır. Daha makbul olanı serbest döküştür zira daha zordur. Etching ise
bazen sos, toz kakao vs kullanılarak (kullanılmasa da olur) bir kürdan
ya da benzeri alet ile içecek üzerindeki süte şekil verilmesi ile elde
edilir.
Serbest döküşte "kalp, elma, rosetta" gibi bir takım temel formlar vardır, bunun
etrafında yada bunlardan yola çıkılarak yeni formlar geliştirilebilir
yada birkaçı birden beraber kullanılabilir. Mesela en az 2 kalp formunu
iç içe dökerek lale yani tulip, yada rosetta bitirişi yerine bardak
çevresinde dönüp mini bir kalple bitirerek swan yani kuğu elde
edebilirsiniz.
Şöyle güzel bir yapım videosunu da eklemeden
duramayacağım. Böyle videolar yardımı ile sizde kendi şekillerinizi
biraz pratikle kahvenizin üzerine verebilirsiniz. Burada başarının başka
bir sırrı da sütünüzün ideal kıvamda köpürmüş olmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder