24 Nisan 2013 Çarşamba

KAKULELİ KAHVE

Kakuleli Mardin Kahvesinin Faydaları
Mardin kahvenin  özelliğ kakule denen  bitkinin  kahvenin  içine karıştırılarak farklı bir aromaya sahip olmasıdır. faydaları
1-sindirim sistemini uyarıcı etkisi vardır
2-iştah açıcıdır
3-hafızayı güçlendirir
4-gaz söktürücüdür
5-Ağız kokusunu gidermeye yarar

Kakule
Osmanlı döneminde iyi kahve yapanlar, kahveyle beraber kakule de çektirirmiş. Kahvenin uyarıcı etki sini dengeler. 1-2 kahve kaşığı kakule sindirime çok faydalıdır. oğal gıdaların sindirilmesinde ve mide rahatsızlıklarında kullanılabilir. Kakule dinçlik veren zararsız bir uyarıcıdır. Koyu bir kahve içmektense, ağza kakule alıp çiğnemek daha iyi bir uyarıcı etki yapar. 
Hiç kakuleli kahve denemişmiydiniz? Eğer sıcak baharatlardan hoşlanıyorsanız denemenizi öneririm. Ben kakuleyi ilk defa Arabistan'a yaptığım bir ziyarette tanışmıştım. O zaman denediğim kahve hoşuma gitmişti, bir kaç gün evvel de kendim denemeye karar verdim. Oldukça değişik bir kahve tadı alacaksınız. Sıcacık ve otantik bir tat ve koku elde ediyorsunuz. Deneyin:)
Tarif (1 fincan için);
  • 1 tatlı kaşığı türk kahvesi
  • 1 yada 2 adet kakule
  • 1 kahve fincanı su
  • Arzuya göre şeker
Yapılışı;
  1. Kakuleyi hafifçe ezin
  2. Cezveye kahveyi kullanıyorsanız şekeri ve kakuleyi koyun, üzerine soğuk suyu ekleyin ve karıştırın
  3. Kısık ateşte kahvenin köpüğü oluşup kaynayana kadar pişirin
Sultani Dibek Kahvesi üreticilere Osmanlı döneminden kalma dibek kahvesi kültürünü canlandırmaya, kültürü yaşatmaya çalışıyor. Dibek kahvesini üretmek için Osmanlı külliyatını incelediklerini anlatan firma yetkilisi Mehmet Çevikel,  1517 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın içtiği ve çok sevdiği kahveyi İstanbul’a getirmesiyle Osmanlı’nın kahveyle tanıştığını, kısa zamanda itibarlı bir içecek haline gelerek, saray görevleri arasında ‘kahvecibaşı’ adında bir rütbenin eklendiğini anlattı. Saraydan konaklara ardından evlere giren kahvenin İstanbul halkının tutkunu olduğu bir lezzet haline geldiğini aktaran Çevikel, 1544 yılında İstanbul Tahtakale’de iki Suriyeli Arap’ın ilk kahvehaneyi açtığını belirtti.
Çevikel, özenle dibek taşında dövülen Sultani Osmanlı Dibek Kahvesinin kaymak, süt, krema, vanilya Hindistan cevizi tatlarını andırdığını, bu nedenle cappuccinoya benzenlerin çok olduğunu söyledi. Kahvenin içinde kaymak, süt, krema, vanilya ve Hindistan cevizi olmadığını anlatan Çevikel, “Osmanlı Dibek Kahvesinin içinde Türk kahvesi, birçok hastalığa şifa olarak kullanılan kakule bitkisi ve esas lezzeti veren 6 farklı bitkinin karışımı olan Sultani aroması var” dedi.
Dibek kahvesinin birçok derde deva olduğunu, kahvenin anavatanı Etiyopya’da meyveleri kaynatıldıktan sonra suyu içilmek suretiyle tıbbı amaçla kullanıldığını ve ‘sihirli meyve’ olarak adlandırıldığını aktaran Çevikel, kahvenin yararlarını şöyle anlattı: “Kahve çekirdeğinden yapılan kahvelerin kötü kolesterolü düşürdüğünü ve kolesterol hastaları için faydalı olduğu belirtiliyor. Ağrı kesici ilaçların etkisini yüzde kırk oranında arttırıyor. Kahve güneş ışınlarının neden olduğu cilt kanserinden koruyor. Kadın vücudu erkeğe kıyasla iki kat daha fazla safra taşı üretiyor. Günde dört bardak kahve içen kadınların içmeyenlere oranla yüzde 25 daha az safra taşından şikayet ettiği kanıtlandı. Yapılan araştırmada günde bir fincan kahve içen erkeklerin parkinson hastalığı riskinin yüzde 40’a varan oranlarda azaldığı ortaya çıkarılmıştır. Bununla beraber menopoz sonrası östrojen terapisi gören kadınlarda kahve tüketimi Parkinson hastalığı riskini arttırmakta. Şeker hastaları için önerilmiyor fakat hastalığın erken uyarı sinyali olarak kabul ediliyor. Antioksidan açısından en değerli maddelerden biri. Dolayısıyla göğüs ve pankreas kanserlerinin de düşmanı. En önemli etkisini depresyon eğilimlerinde gösteriyor. Karaciğere faydalı, astım hastalarına öneriliyor.”
Kakule bitkisini anlatan Çevikel, Güneydoğu Asya, batı ve güney Hindistan’ın sıcak bölgelerinde yetişen 4-5 m boyunda büyük yapraklı bir bitki cinsi olduğunu söyledi. Özellikle Güney Hindistan’ın bataklık ormanlarında yabani olarak yetiştiğini ifade eden Çevikel, tohumlarının mercimek şeklinde ve büyüklüğünde olduğunu, kırmızımsı esmer renkte olup, çok keskin bir kokuya sahip olduğunu söyledi. Sıcak bölgelerde yetişen, zencefilgillerden bir bitkinin tohumları olduğunu aktaran Çevikel, kakulenin faydalarını şöyle sıraladı: “Dizanteriyi tedavi eder. Bol idrar söktürücü özelliği vardır. Mideyi çalıştırır, gaz söktürür. Mide gazı dolayısıyla meydana gelen kalp rahatsızlığını önler. Mide bozukluğu sonucu meydana gelen migreni geçirir. Akciğer için antiseptiktir. Bronşite birebirdir. Cinsel gücü arttırıcı özelliği vardır. Kakule dövülerek toz haline getirilip, buruna çekilirse nezleyi keser. Her gün kullanıldığında ağız kokusu derdine çözümdür. Zihni güçlendirici etkisi vardır. Sürekli kullanıldığında iştahsızlık problemini kaldırmış olur. Mide bulantısını giderir. Tükürük akışını hızlandırır.”


Kakule, dünyadaki en pahalı üçüncü baharattır (safran ve vanilyadan sonra), ve yüksek fiyatı, onun en hoş kokulu baharat olmasından ileri gelir. Sri Lanka , Hindistan ve İran mutfaklarında sayısız uygulaması bulunmasına rağmen dünyadaki üretimin % 60' ı Arap (Güney Batı Asya, Kuzey Afrika) ülkelerine ihraç edilir ve büyük bir kısmı kahve hazırlanması için kullanılır. Kakule ile aroma verilmiş kahveler, Arap konukseverliğinin bir sembolüdür, kahve tozuna taze öğütülmüş kakule tohumları karıştırılarak kolayca hazırlanabilir; alternatif olarak, birkaç tohum kesesi sıcak kahveye batırılabilir. Bazı bedeviler (Arap göçebeleri) ağzında birkaç kakule tohumu bulunan kahve kaplarına sahiptir; kahve, baharatla sadece bardağa boşaltılırken temas eder.
Kakuleli kahve

1 fincan su, 1 çay kaşığı şekerle bir taşım kaynatılıp hafif ezilmiş 1-2 adet kakule kabuğu katılır. Kaynağında kakule kabuğu ve 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi eklenir, piştiğinde köpüğü kaçırmadan bardağa servis edilir.Habeşistan'da, kahve hazırlanması önemli bir rol oynar ve önemli ritualler (kahve seremonisi) içerir. Kahve çekirdekleri kullanılmadan önce genelde baharatlarla (karanfil, kakule) birlikte kavrulur. Soğuduktan sonra öğütülür ve kahve hazırlanır. Servis sırasında aroma veren başka şeylerde eklenebilir, örneğin taze sedefotu yaprakları.

Arap ülkelerinde, kakulenin tamamı kahve için kullanılmıyor günümüzde, yemeklerde de kullanılıyor. Arap yarımadasının güzel kokulu karışımı baharat , Yemen'in zhoug sosunda olduğu gibi kakule içerir.

Araplar aynı zamanda, kakuleyi, Hint biriyanis gibi çok çeşitli baharatlar içeren, et ve pirinç yemeklerinde de (örn, kabsah) severler.

Ayrıca kakule, Arap nüfusun baskın olduğu Kuzey Afrika ve Batı Afrika'da popüler bir baharattır. Kakule Faslı karışım ras el hanout veya ünlü Habeşistan baharatı berebere de bulunur.

1 yorum:

  1. kakulesiz kahveye kahve diyemiyorum çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler :)

    YanıtlaSil