1 Mayıs 2013 Çarşamba

KAHVE BULUNMADAN ÖNCE KAHVERENGİNİN ADI NEYDİ?

Türk kültüründe kahvenin yerini gösteren müthiş bir örnek
Kahve bir renge ismini veriyor.
Kahvenin Türkler kahve ile buluşmadan önceki ismi yitip gidiyor.
Peki Türkler Kahverengiye ne derlerdi?

kırmızı + yeşil veya turuncu + mavi veya sarı + mor birleşimi ile elde edilen bir renk kahve

Renk adları yönünden Türkçe son derece zengin bir dildir.
Örneğin renk bildiren sıfatlar Hint-Avrupa dillerine göre daha zengindir ve Türkçede renk tonları büyük bir çeşitlilik gösterir.
“Bir başka deyişle Türk’ün dünyası başka uluslarınkinden çok daha renklidir.

Türkler renk adlandırmalarında genellikle doğaya bağlı somut bir anlatıma yönelmiş, bu amaçla doğadaki çeşitli nesnelerden yararlanmışlardır
Renk tonlarındaki çeşitlilik ve canlı anlatım bunun açık bir örneğidir.
Türkçenin doğadaki nesnelerden yola çıkarak benzetme ve somutlaştırma yoluna başvurması söz varlığının önemli bir kısmının doğa ve dış dünyayla ilişkili olmasına neden olmuştur.
Türkçenin doğadan hareketle somutlaştırmaya dayalı bir anlatıma yönelmesinde Türklerin tarih boyunca doğayla iç içe yaşamalarının, tarım ve hayvancılıkla uğraşmalarının; maddi kültürle ilgili olarak çevreye ilişkin
bitki örtüsü, hayvanlar, yiyecekler vb. nesnelerin de önemli bir payı bulunmaktadır

Osmanlıda "Fındıki" diye adlandırılmıştır Kahverengi.
1400'lü yıllarda Türklerin kahveyle tanışması sonrasında zaman içinde kahve bu renge adını vermiştir. Japonlar aynı renge, çay rengi anlamında "chairo" (Cha:çay, İro:renk) derlermiş,

İngilizcede de adını fındıktan (hazel) almıştır.

Günümüzde "alageyik, alabalık" örneklerinde gördüğümüz ve "rengarenk" anlamındaki "ala" sözcüğü Türkçede kahverengi anlamında kullanılmıştır.
"Ela"nın kaynağı da bu sözcüktür.

Eski Türkçede kahverengi anlamında kullanılan sözcük ise "KONUR" (KONGUR)dur.
Bu sözcüğün anlamı kaynaklarda "yanık al, yağızımsı al" diye verilmektedir.
Açık kahverengi saçlar için kullandığımız "kumral" da bu sözcükle "al"ın bileşiminden (KONUR+ALkonural) "kumral" olmuştur.

Türkçe boz sözcüğünün bir anlamı da kahverengidir. Boz ayı, kahverengi ayı anlamındadır.

Türkiye Türkçesi: kahverengi.
Azerbaycan Türkçesi: gehveyi/kahverengi.
Gagavuz Türkçesi: kafe/kofe (kahverengi), kızgıld/mor (kahverengi).
Özbek Türkçesi: kahvarang/kahvereng/kofe (kahverengi).
Yeni Uygur Türkçesi: bé ir/be÷ir re (kahverengi), kehva re (kahverengi).
Tatar Türkçesi: kofi tösli/kongırt (kahverengi), kören (kahverengi), kongırt/kongırt töstege (kahverengi).
Baúkurt Türkçesi: horo/kafe töslö (kahverengi), kören tös (kavurulmuş kahve renkli, yanık renk, kahverengi).
Kırgız Türkçesi: kofe tüs/kara kürö /kürö ö /tüs (kahverengi).
Kazak Türkçesi: alabarkın/kalampir tüs/ko ır (kahverengi).
Nogay Türkçesi: kofe/kuba/mor/morgılt (kahverengi).
Kumuk ve Balkar Türkçesi: boyamıú/kula (kahverengi), nefti tüs (kahverengi).
Karaçay-Malkar Türkçesi: mor bet (kahverengi).
Karayim Türkçesi: dzeren/kofeinıy (kahverengi).
Yakut Türkçesi:ho or (kahverengi),kubulan/kuba÷ay/kukalan/kupalan (kahverengi), kofe(kahverengi).
Tuva Türkçesi: hüre (kahverengi).
Hakas Türkçesi: hoor/küre /küre ö (kahverengi).
Altay Türkçesi: küre ö (kahverengi).
Çuvaú Türkçesi: h m r/h m r (kahverengi)

konur, küren, yağız, esmer, kumral ve kahverengi gibi isimler almış.
*yeni uygurca da kahverengiye kestane rengi deniyor.
*Kahverengi Gagavuzcada birden fazla sözcükle; kızgıld, kofe ve mor ile karşılanmıştır. Kofe ise İngilizce coffee’nin Rusçalaşmış şeklidir
*Özbek Türkçesinde kahverengi ve kestane rengi cigerreng ile karşılanmaktadır.renk ciğer ile ifade edilmiştir.
*Kestane rengini ve tonlarını karşılamak için Tatar Türkçesinde ciren, kaútan, koba kızıl, koba, kofi tösli,
kongırt, kören, kuçkıl gibi birden fazla sözcüğün kullanıldığı görülür
Tatar Türkçesinde ciren kestane rengi, ciren kızıl kestane kırmızısı, cirensu ise kestane rengine çalar renk manasına gelir. Ciren Kazan Tatar Türkçesinde kırmızı at ve tilki sözcüklerini de karşılar
*Kongort’un Başkurt Türkçesinde kongort kızıl; koyu kızıl ve kongort harı: açık sarı olmak üzere iki tonu daha mevcuttur. Başkurt Türkçesinde kören renginin de değişik tonlarını bulmak mümkündür. Örneğin: Akhıl
kören (bej rengi, saz rengi), harı kören (sarı kahverengi), kara kören (koyu kahverengi), seye kören (koyu vişne rengi) gibi
*Nogay Türkçesinde kahve rengi karşılığı olarak kofe, konur, mor, morgılt sözcükleri kullanılır.
*Kahverengi karşılığı olarak kumuk ve balkarcada Türkçe boyamıú sözcüğünün kullanılması dikkat çekicidir. Yine kahverengi karşılığı olarak kullanılan kula ile koyu kestane rengi karşılığı kullanılan kongur ve alev
kırmızısını karşılayan ciyren daha çok hayvan donu olarak karşımıza çıkmaktadır
*Nogay, Kumuk ve Balkar Türkçelerinden sonra kahverengini karşılayan mor sözcüğü Karaçay-Malkar Türkçesinde de karşımıza çıkar
*Hakas Türkçesinde kahverengi karşılığı kullanılan hoor, Saha Türkçesinde ho or’a dönüşmüştür
Açık doru, konur manasına gelen hoor, küren ve ker aynı zamanda birer at donudur. At donları yönünden Hakas Türkçesi zenginliğiyle dikkati çekmektedir. Hakas Türkçesinde kahverenginin çeşitli tonlarını da bulmak mümkündür. Örneğin huba açık kahverengi, hara küre koyu kahverengi demektir.
*Kahverengi, kestane dorusu, kestane rengi karşılığında kullanılan hm r sözcüğünün Yeni Uygurcada koyu kahverengi karşılığı olarak ko ur, Özbek Türkçesinde ku gur, Kazak Türkçesinde ko ır, Tatar Türkçesinde kongırm, Başkurt Türkçesinde yanık renk, kahverengi, kumral karşılığı olarak ku ır, Türkmen Türkçesinde açık kahverengi karşılığı olarak ho or’dur. H m r somutlaştırması ise Hakas  Türkçesindeki hoor ve Yakut
Türkçesindeki ho or ile ilişkilendirilebilir.

11 yorum:

  1. çok güzel bir yazı. eyvallah

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir yazı. eyvallah

    YanıtlaSil
  3. Çok guzel olmus elinize saglik sonunda ogrendim cok merwk ediyodum :d

    YanıtlaSil
  4. Çok guzel olmus elinize saglik sonunda ogrendim cok merwk ediyodum :d

    YanıtlaSil
  5. Peki kırmızıya neden çilekrengi dememişler bunu cevaplarmısınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu konuda çok büyük tartışmalar çıkmış, bi grupu kiremit rengi diyelim demiş, bi gurup çilek rengi olsun demiş, bi başka gurub kavuniçi varda karpuziçi niye yok demiş, domates rengi isteyen grubu daha amerika keşfolunmadı diye susturmuşlar, kan gurbu kan rengi, tan grbu tan rengi derken millet grup gurub guruplaşıp birbirine girmiş, bakmışlar ülke bölünecek al renk demeyi kızıl demeyi bile yasaklayıp iranlılardan kırmızıyı almışlarmış mış

      Sil
  6. tebrik ediyorum çok başarılı.

    YanıtlaSil